kapat

25.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SERPİL YILMAZ(syilmaz@sabah.com.tr )


Ekonomiden sonra siyasi reform

TÜSİAD Başkanı Erkut Yücaoğlu, hükümetin sosyal güvenlik sistemi ve ekonomik reformlarla ilgili aldığı kararları sonbahara kadar izleceklerini, Eylül ayıyla birlikte gündemlerine siyasi ve sosyal reformları aldıklarını söyledi

Türk iş dünyası ilk kez Batı siyaset sahnesinde rol aldı. Almanya Başbakanı Schöder işadamlarıyla oturduğu masada, yatırım projeleri ve Türk-Alman İş Konseyi'nin kurulması yönünde ışık yakarken, Dışişleri Bakanı Fischer, "İnsan hakları" dedi.

Geçtiğimiz son bir hafta Türkiye gündemini suya yazmadı. Somut laflar edildi, somut adımlar atıldı. Bu adımların başında hükümetin açıkladığı ekonomik paket geldi. Bir başka önemli gelişme de, Lüksemburg kararlarıyla ortaya çıkan AB-Türkiye arasındaki gerginliği gidermeye yönelik Alman çıkartması oldu.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Yücaoğlu'yla bu gelişmeleri konuştuk. Açıklanan pakete iş dünyasının diğer temsilcileri gibi olumlu yaklaşıyor.

Ekonomi çevrelerinin dile getirdiği beklentilerin bir sonucu olarak açılan paketin yorumunu, "Bekleyeceğiz, göreceğiz" sözleriyle yapıyor.

Hükümet bekleneni yaptığına göre, TÜSİAD'ın ajandasında ne olacak?

İhracat, turizm gelirleri, yatırımların artması; krizdeki firmalara kredi desteğinin verilmesi ve kayıt dışılığın sürmesi halinde Türkiye'nin önü açılacak mı?

Yücaoğlu alacakları ilk tavrı açıklıyor: "Sonbahara kadar hükümetin sosyal güvenlik sistemi reformu, Tahkim Yasası ve diğer ekonomik reformlarla ilgili aldığı kararları izleyeceğiz."

TÜSİAD bu durumda hükümete iş çevrelerine verdiği sözleri yerine getirebilmesi için iki aylık bir süre tanıyor. İki ay sonraTÜSİAD'ın ajandası boş kalmıyor.

"Sonbahardan itibaren, seçimlerden önce de dile getirdiğimiz sosyal ve siyasi reformları gündeme getireceğiz" diyor Yücaoğlu... Tabii yine raporlar ve araştırmalarla...

Demokrasi sınavı
Bu sözler, Alman Dışişleri Bakanı Fischer'ın, Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in davetlisi olarak Türkiye'ye geldiği sırada, İnsan Hakları Derneği'ni ziyaret etmesiyle daha da anlam kazanıyor...

Türkiye'nin AB'ye aday ülke olmasını destekleyeceğini belirten Almanya, demokrasi ve insan hakları talepleriyle öne çıkıyor.

Avrupa'nın sağ partilerinden aldığı destekle gümrük birliği köprüsünden atlayan Türkiye'nin , AB'ye girebilmek için aday ülke statüsü kazanmasına, bu kez sol partiler sıcak bakıyor. Almanya'da da bugün iktidar sol kesimin elinde... Bugünkü Alman yönetimini; Türkiye'nin büyümeye dönük ekonomik modeli kadar, bu geliri nasıl paylaştığı ve demokratik hukuk devleti normları da ilgilendiriyor.

Yücaoğlu bilinen, ancak her kesimin aynı ölçüde gerekliliğine inanmadığı bir sözü tekrarlıyor: "İnsan hakları onlar için değil, bizim için gerekli..."

Gücümüzü gördüler
Türk iş dünyası bu kadar geniş bir yelpazede ilk kez Batı siyaset sahnesinde yerini aldı. Almanya Başkanı Schöder; Bülent Eczacıbaşı, Erkut Yücaoğlu, Şarık Tara, Mustafa Koç, Yavuz Zeytinoğlu, Meral Gezgin Eriş gibi temsilcilerle buluştu.

Bu buluşmayı Yücaoğlu şöyle değerlediriyor:

"Onlar da Türk ekonomisi içinde özel sektör dinamizminin farkına vardılar. O nedenle ilk kez Batı siyasetçileri, Türk iş dünyasını muhatap aldılar. Bizim sosyal, siyasal ve ekonomik konularda ürettiklerimizi öğrendiler. Neler düşündüğümüzü soruyorlar. Raporlar ürettiğimizi gördüler. İş dünyası, medya, diğer kesimler Türkiye'de herşeyi tartışıyor. Çok seslilik var. Bu gelişmeyi sağlıklı buldular."

Gelişmiş ülkelerin hepsinde var
Erkut Yücaoğlu Tahkim Yasası'na karşı çıkanları 19'uncu asır mantığı taşıdıkları iddiasıyla eleştiriyor ve şunları söylüyor: "Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda, gelişmiş ülkelerin tümünde yabancı fonlar; özel hukuk, ticari hukuk çerçevesinde tutuluyor, idari hukuk alanına girmiyor. Uluslararası finans çevrelerinin tanıdığı bir tahkim müessesi bulunuyor. Ülkelerin düzenleyici ve denetleyici kurulları var. Bu kurul yatırımla, işletmeyle ilgilenmiyor. Yalnızca işletmelerdeki fiyat politikaları, monopol durumları, verimlilik, gerekli olan teknolojik yeniliklerin yapılması gibi rekabet koşullarını düzenliyor, tüketiciyi koruyor."

Almanya ile ilk yatırım Kosova'ya
İşadamları, Almanya dönüşü "Üçüncü ülkelere ortak yatırım kararı aldık" açıklaması yaptılar.

lkeler ve yatırımlar neler?

Yücaoğlu somutluyor:
"Balkanlar'da Kosova'da yeni yapılanma oluyor. Bunun hem ekonomik, hem de siyasi boyutu var. Avrupa Birliği ve Dünya Bankası Kosova için bir fon ayırıyor. Almanya, Türkiye ve yerel sermayeyle oluşacak üçlü konsorsiyum çerçevesinde Kosova'da yatırım yapabileceğimizi konuştuk. Başbakan Schöder, Balkanlar'a atanan bakanlarının oluşturduğu heyetle konuyu detaylandırmamızı önerdi."

Almanya ile ekonomik alanda ikinci bir adım daha atılıyor. Türk-Alman Ticaret Odası ile yetinen Almanya, Türk-Alman İş Konseyi kurulmasına sıcak bakıyor. Yücaoğlu, bu konseyin kurulmasının iki yönlü faydası olduğunu belirtiyor. Birincisi her yıl iki kez Türk ve Alman işadamları biraraya gelip, görüş alışverişini diri tutacak. İkincisi spesifik projeler konuşulabilecek. Türkiye'nin Balkanlar'daki yatırımlarının geliştirilmesinde Almanya ile birlikte hareket etmek de mümkün olacak.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır