Bugün Kıbrıs ve Kuzey Irak konularında Washington'da neler olup bittiğine ilişkin sizlere bilgi verecek, kulağımıza fısıldananları duyuracaktık ki, bambaşka bir konuda çok ilginç şeyler öğrendik..
Burada, Kosova konusunda yapılan tartışmalar "Hava Kuvvetleri'nin başarısı üzerine" odaklanmış durumda..
Biz ne yaptık?
Hemen kalktık ve ABD'nin savaş konusunda en etkin yazarlarından biri olan Tom Clancy'nin, Amerikan Hava Kuvvetleri'nde çok önemli komutanlıklarda görev alan ve son olarak da, Körfez Savaşı'nın müttefiklerin tüm hava saldırılarını yönetmiş olan emekli general Chuck Horner ile birlikte yazdığı, yeni çıkan ve son derece geniş ilgi uyandıran kitabını alıp okuduk..
Adı: Every Man A Tiger..
547 sayfalık kitabı okuyunca, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlhan Kılıç'a şu öneride bulunmaya karar verdik:
"Bu kitabı, bütün komuta kademeniz ile Türk Hava Kuvvetleri'nin bütün savaş pilotları ve yardımcı personeli mutlaka okumalı... Çünkü kitap, gerçekten çok yeni, o kadar çok şey anlatıyor ki.."
Kitap, 1986 yılında uygulamaya konan "Goldwater-Nichols Savunma'da Yeniden Yapılanma" yasasının bütün bir orduyu nasıl değiştirdiği yanında, özellikle ABD Hava Kuvvetleri'ni nasıl değiştirdiğini anlatıyor..
Kara-Hava-Deniz Kuvvetleri ve Deniz Piyadeleri'nin, nasıl ortak hareket kabiliyetine ulaştığından örnekler verip, yapılan hatalar ve bunlardan alınan derslerle gidilen yeni düzenlemeleri okuyucunun önüne getirirken, "Operasyon yetkilerinin nasıl belirli komuta merkezlerine verildiğini ve bunun getirdiği muazzam avantajları" anlatıyor..
ABD tabii bunu, dünyanın dört bir tarafında yapabiliyor..
Clancy ve Horner'ın bu anlattıkları, aklımıza şöyle bir soru getirdi:
"Türk Silahlı Kuvvetleri de, Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkanlar düzeyinde, bir yeniden yapılanmaya gidebilir mi?"
Örneğin:
"Türkiye'nin Kuzey Irak'ta yapacağı bir harekata katılacak olan Deniz Piyadeleri, Foça'nın komutasından çıkar ve örneğin Diyarbakır Komutanlığı'nın emrine girer.. Veya, Balkanlar'da bir gelişme olursa, Diyarbakır üssündeki uçaklarımız, örneğin Birinci Ordu'nun komutasına girerler.. Kafkaslar için de benzer bir yapılanmaya gidilebilir.."
Tabii, Türkiye'nin bu ölçüde büyük ve radikal bir yeniden yapılanmaya gitmesi, pek çok ülkede kaşların kalkmasına yol açabilir..
"Türkiye madem kendi bölgesinde önemli bir güçtür, batı savunma sisteminin çok önemli çarklarından birisidir, o zaman bunun gereklerini hızla yerine getirebilecek askeri düzenlemelere de gitme hakkına sahip olmalıdır" diye düşünüyoruz..
Bunun ne ölçüde mümkün olduğunu, asker olmadığımız için bütün açıklığı ile göremiyoruz, ama bu konuda "Ciddi fikir jimnastiği yapılması" gerektiğine de inanıyoruz..
Bakın Clancy ve general Horner "ayrı yapıdaki birliklerin birlikteliğini" nasıl anlatıyorlar:
"...Her askeri birimin (Kara-Hava-Deniz Kuvvetleri ve Deniz Piyadeleri'ni kastediyorlar) kendi kültür ve gelenekleri, kendi gurur kaynakları ve işleri yürütme yöntemleri vardır. Ama bütün bu ayrılıklar, ki bunlara statü ve kaynak bulmada kaçınılmaz olan rekabeti de ekleyin, kolayca işbirliğine dönüşebilir.. Bu sayede, savaş gücünün hız ve temposu artar ve bu güç daha da öldürücü hale gelir... Yeni askeri yöntem (içiçe olmaktır..) Bu sayede, bütün askerler, sanki kendi birimleri ile birlikte çalışıyormuş gibi, aynı rahatlıkta, diğer birimlerle de çalışacaklardır..."
Ne dersiniz, üzerinde tartışmaya değmez mi
Washington'a döneceğiz, unutmadık.. Tezgahl!arı anlatmaya önümüzdeki günlerde devam edeceğiz..
