Haydi artık!

Bir ülkede ekonomi kötüyse her şey kötüdür. Türkiye, ekonomik bunalımı aşmanın tedbirlerini geciktirmemelidir.

Mesut Yılmaz dün "İdare-i maslahatçı bir anlayışla bu hükümetten beklenen icraatın gerçekleşmesi mümkün değildir" dedi.

Seçimden bu yana iki ay geçti, hükümet halâ "korkak bezirgân" havalarında..

Vergi reformunun öldürücü etkileri iş dünyasını çöle çevirirken iktidar ortakları karnından konuşuyor:

"Vergi reformu Türkiye için erkendi.."

"Türkiye, kayıt dışı paranın dahi itici gücüne mecburdur.."

Gereğini yapın o zaman!

Oyak-Renault Genel Müdürü "Faizden başka yüzde 30 reel getirisi olan yatırım yok. Bankalar bunu veriyorsa kimse başka iş yapmayı düşünmez" diyor.

Bunu herkes biliyor ama hükümetin halâ bir planı yok.. Bütün umut IMF ile anlaşmak ve yeni dş borç bulmak..

IMF Türkiye Masası Şefi Cottarelli dün İstanbul'da, Türk ekonomisinde durgunluktan çıkışın belirtilerinin görüldüğünü söyledi.

Ne sağcı, ne solcu..
Doğru tedbirleri cesaretle almak için kaçmaması gereken bir fırsat dönemi bu.

Ama sosyal güvenlik reformunu iktidar utangaç bir psikoloji içinde ucundan tutuyor..

Özelleştirmeler konusunda ne anlama geldiği anlaşılamayan "ince ayar" lâfları ediliyor.

Almanya Başbakanı Schröder ile İngiltere Başbakanı Blair, geçen hafta Avrupa sosyalist doktrinini modernleştirmeyi amaçlayan bir ortak bildiri yayınladılar. Dedikleri şudur:

"İyi bir ekonomik politika ne sağcı, ne solcu olmalı.. Modern olmalı!"

İki solcu lider, 2000'li yılların Avrupa soluna şunları önerdiler:

1. Kamu harcamaları azaltılmalı, yani devlet aygıtı küçültülmeli;

2. Şirketlerin ödediği vergi düşürülmeli;

3. Sosyal devlet uygulamasına son verilmeli, emek, sermaye ve mal piyasalarında esneklik sağlanmalı..

Belki son şansımız
İki solcu lider, geçmişte sosyal demokratların yaratıcılığı, çeşitliliği ve verimliliği temsil etmediğini, sıradanlığa ortak olduğunu ve devleti pahalı bir hantallığa mahkum ettiklerini söylediler.

Bakın sol artık ne diyor:

"Toplumdaki refahı sağlamak için bireylerin yaratıcı enerjilerini serbest bırakmak gerekir."

Yani devlet kimseyi korumayacak, sadece rekabeti koruyacak..

Bulgaristan 1 Temmuz'da yeni bir ekonomik milât yaşayacak.

Bu ülkede enflasyon yüzde 600'e çıkmıştı. Yürütülen demokrasi ve liberal ekonomiye geçiş progamı ile 2 yılda enflasyon yüzde 1'e indi. Önümüzdeki ay başından itibaren 1 Leva, 1 Mark'a eşit olacak..

Türkiye düne kadar sadece zaman kaybediyordu. Artık kayıp riski büyümüştür.

Avrupa'dan tümüyle kopma tehlikesini önlemek için bugünkü hükümet belki de son şanstır.

Sağcı ve solcu partileri bu hükümet modernlikte bütünleştirirse ne alâ..

Yoksa yandı gülüm keten helva!