Aşk-nefret, sevgi-korku, şefkat-dayak gibi zıtlıkların en yoğun yaşandığı ilişkilerden biridir baba-kız ilişkisi. Her ne kadar babalar, çocuklarının erkek olmasını isteseler, ister gözükseler de, kızları olmasına bayılırlar. Kendini sevdirmekte özel bir yeteneği olan kızlarına taparlar adeta.
Kızlarını kucaklarına almamaları, onları okşayıp sevmemeleri, baskı altında tutmaları, hatta daha ileriye gidip şiddet uygulamaları aslında onları çok sevdiklerinin ve de kıskandıklarının bir delilidir.
Eminiz, böyle sevgi olmaz olsun diyenleriniz vardır, haklısınız. Anneanne ve annelerimizin 'despot baba' örneklerini unutmadık. Değil kızlarını, oğullarını bile sevmeyen, daha doğrusu onlarla yüz-göz olmamak için, otoriter gözükmek adına, sert davranan babaları da biliyoruz. Kızları olduğu için evine uğramayan, karısına, hayata küsen babaları da... Babasının karşısında tir tir titreyen, iki kelime konuşamayan, baba adı geçince rengi değişen, babasından dayak yiyerek büyüyen arkadaşlarımızı da hatırlıyoruz. Belki, bizim, sizin babanız da öyleydi.
Belki o kadar katı değildiler ama diyalog kuramazdık bir türlü. Konuşamazdık onlarla, içimizden geçenleri söyleyemezdik. Onlar da bize.. Belki de hiç "seni seviyorum" diyemeden yitirdik birbirimizi.
Ama hepimiz biliyoruz ki, ne kadar korkarsak korkalım, nefret edersek edelim, severdik onları. Ve hep sevdik. Babalarımızla konuşamamak, dertleşememek içimizde bir ukte olarak kaldı.
Günümüz çocukları, özellikle kızlar daha şanslı bu konuda. Onların babaları daha sevecen, daha anlayışlı, daha farklı. Olmasını istediğimize daha yakın. İstediğimiz gibi değil ama. (Olanlara ne mutlu...)
Nasıldır ideal baba-kız ilişkisi? Babalar ve kızlar birbirlerine nasıl davranmalı?
İşte bu yazı dizisinde bunu arayacağız. Babalarla, kızlarla, uzmanlarla konuşarak birbirini çok seven, bir o kadar da kıskanan, dolayısıyla anlaşamayan, diyalog kuramayan baba-kız ilişkilerini gözden geçireceğiz. Örnek baba-kızlardan sözederken, sorunlara çözüm bulmaya çalışacağız.