E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
18 Eylül 2008, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Ekonomi Gündem Siyaset Dünya Spor Yaşam
 
24 Saat
24 Saat

İki yılda 5 okul değiştirdi

S.D. 2006'dan itibaren sözleşmeli öğretmen. S.D. ise şöyle diyor: "KPSS'den yüksek puan almıştım, bu uygulamanın nasılsa sürmeyeceğini, kadroya geçirileceğimizi düşünerek, sözleşmeli oldum. Ama bakanlık 'Nasılsa bu kadar işsiz öğretmen var, biriniz olmazsa biriniz olur' diyerek, geri adım atmıyor. Bizim için en onur kırıcı nokta bu. Öğretmen olduğumuza sevinemiyoruz. Bazı okullarda evrak getir götür gibi angarya işler yaptırılıyor. Sürekli boşluk dolduruyoruz. 2 yılda 5 okul değiştirdim. Gidiyorum, öğrencileri tanıyorum, ilişki kuruyorum, beni başka yere veriyorlar."

KADROLU OLMAK BİR ÜSTE ATLAMAK
Hülya Uygurlar, Gazi Üniversitesi Türkçe öğretmenliği mezunu. 2006'dan bu yana ilköğretim ikinci kademede Türkçe öğretmeni olarak sözleşmeli çalışıyor. Kadrolu öğretmen olarak atanmayı bekliyor: "Ücretli için sözleşmelilik, sözleşmeli için de kadroluluk bir üst basamağa yükselmek anlamına geliyor. Atamam yapılmadı çünkü taban puanlar sürekli değişiyor. 90 puanla da açıkta kalanlar oluyor. Benim girdiğim yıl kadrolu olmak için 81 puan gerekiyordu, ben 78 aldım, sözleşmeli öğretmen oldum. Ama üç puan bizim başarısız ya da vasıfsız olduğumuzu göstermez. Ama biz 25 yıl da çalışsak stajyeriz. İdareciler ile iyi geçinmek zorunda kalabiliyorsun. Kısaca üzerinde sürekli bir baskı hissediyorsun. Görev verilecekse kadroluya 'ister misin?' diye sorulur, ücretli ve sözleşmeliye ise sorulmaz" diyor.

'SÖZLEŞMELİ KÖLELİK'
Türk Eğitim Sen Başkanı İsmail Koncuk, uygulamayı "Sözleşmeli kölelik" olarak tanımlıyor: "Kadrolu öğretmen ihtiyacını giderecek on binlerce öğretmen atanmayı beklerken bu yola girdi. Oysa 4 B'de 'kadrolu istihdam edilmesi mümkün değilse' deniliyor. Ancak sözleşme neredeyse asil atamaya döndü. 'Emir kulu' anlayışını getiriyor. Amirine hayır diyemeyecek bir öğretmen tipi. İş güvenceleri yok, konuşma hakkı yok."