kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Mart 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

14 milyonluk Mumbai nasıl 'milyoner'ler şehri oldu?

KAYA GENÇ
27.02.2009
Herkes 21. yüzyılda dünya ekonomisini Çin'in şekillendireceğini sanıyordu ama son on yılda Mumbai, bütün tahminleri boşa çıkardı. İşte Milyoner'in gerçek başrol oyuncusu Mumbai.....
Geçen haftalarda Orhan Pamuk'un iki ay yaşamak üzere Hindistan'a gittiği haberini aldığımızda tahmin etmeliydik.
Yeni romanını yazarken Pamuk, kültürel ve ekonomik alanda dünyanın yükselen yıldızını seçmişti. Orta sınıfların hızla zenginleştiği, yeni dünya ekonomisinin merkez seçtiği bu köklü ülkeye odaklanmamız gerektiğini Milyoner filmi gösterildiği festivallerde adım adım dünyayı fethederken de fark edebilirdik tabii. Peki yıllarca Gandhi'yle, sömürgecilik tarihiyle andığımız Hindistan'ın batısındaki Maharashtra bölgesinin başkenti Mumbai nasıl olmuştu da ekonomik ve kültürel değişimin sembolüne dönüşmüştü? Mumbai'yi ve Hindistan'ı anlamak için atılacak ilk adım bu kültürün bir eski sömürge kültürü olduğunu hatırlamak... Portekizliler ve İngilizler, modern çağın büyük sömürgeci güçleri, bu ticarete elverişli bölgeyi dönem dönem kontrol ettiler. Coğrafi keşiflerin yapıldığı 1500'lerde Portekizliler "iyi körfez" (bom baim) anlamına gelen Portekizce ifadeyle bu bölgeyi adlandırmışlar, İngilizler bölgeyi kontrol altına alınca da laf İngilizceleşmiş, Bombay'a dönüşmüş.

BOMBAY'IN MUMBAİ OLMA HİKÂYESİ
Mumbai sözcüğü ise Hint kültürüne ait, tanrıça Mumbadevi'nin 'ana'lığını ifade ediyor. Şehrin ismi 1996'da değiştirildi, İngiltere'den 1947'de bağımsızlığını ilan edip 1950'de kendi cumhuriyetini kuran Hindistan artık İngiliz etkisini istemiyordu çünkü.
Mumbai bir başkent olduğu için devlet kurumlarıyla dolu bir kent ve bu yüzden ülkenin devlet sektörü çoğunlukla burada çalışıyor. Ve işin ilginç yanı da burada başlıyor: İnsanı çileden çıkaran tüm bürokrasisine rağmen burası aynı zamanda 1990'lardan itibaren bilişim sektörünün merkezlerinden biri haline geldi. Bir liman şehri olduğu için yüzyıllardır ticaret merkezi özelliği taşıyan Mumbai'de 1980'lerden itibaren ABD'ye gidip bilişim sektöründe çalışan bir profesyonel azınlık yetişmeye başladı.
Ülkelerine dönüp kurdukları şirketlerde ABD'de öğrendikleri şirket modellerini kullandılar. 1970'lerde Hindistan pazarından çıkan IBM, 1992'de IBM India adıyla ülkeye dönüş yaptı, 21. yüzyılın ilk dokuz yılında personel sayısı yüzde bin oranında arttı.

Hindistan'ın en çok çalışanı olan teknoloji şirketi IBM India dışında Londra'dan Frankfurt'a pek çok Avrupa şehrinde ofis açan SunTec gibi iş yazılımı üreten firmalar da 1990'larda birer başarı hikâyesine dönüştü. Emirates'ten Quatar Airways'e 100'den fazla yüksek profilli uçak şirketine bilet, rezervasyon, yolcu işlemlerini düzenledikleri yazılımları sağlayan IBS gibi şirketler de ABD'deki girişimcilerin iştahını kabarttı. Dünyanın en büyük şirketleriyle ortaklıklar kuran, Oracle ve Microsoft'la çalışan ve 2000'e yakın çalışanı olan Sierra Atlantic, sanal gerçeklik uygulamalarıyla akıllı iş dünyası yazılımıları üreten Iken Solutions gibi şirketler Mumbai'deki ekonominin farklı bir gerçekliğini ifade ediyor. O da şu: ABD'de deneyim ve para edinip ülkelerine dönen vatandaşlar dışında Britanya egemenliği döneminde Hindistan'da doğan Nobel ödüllü ekonomist Muhammed Yunus'in mikro-kredi çözümleriyle Mumbai'den başlayıp ülke ekonomisini hareketlendiren irili ufaklı pek çok şirket var.
Ama eski Bombay'a (ve bu hafta gösterime giren Milyoner'e) asıl havasını, rengini veren endüstri, kuşkusuz sinema...

4 MİLYARLIK BOLLYWOOD ÇILGINLIĞI
Bombay'ın Hollywood'u isim değişiminden sonra da Bollywood olarak anılmayı sürdürüyor.
Mumbai bugün dünyanın en büyük IMAX kompleksine sahip ve Hollywood da dahil olmak üzere dünyanın en çok film üreten pazarı haline gelmiş durumda. Mumbai'de finanse edilen, çekilen ve pazarlanan filmlerin en büyükleri yüz milyonlarca dolara mal oluyor, yılda 1 milyar doladan fazla para kazanılıyor. Hollywood'la karşılaştırıldığında bu düşük bir rakam ama dünyanın en çok izlenen filmleri Mumbai'de üretiliyor, her yıl 4 milyara yakın biletli izleyici bu filmleri izliyor.
Bu anlattıklarımız Mumbai'nin ışıltılı yüzü.
Danny Boyle gibi sanatçıları heyecanlandıran ise, bir finans ve kültür merkezi haline gelen Mumbai'nin karanlık bir dünyayı da içinde barındırması. Boyle'un iyi bildiği gibi İngiltere 19.
yüzyılda sanayileşmeyle gelişirken, zengin sınıfını yaratırken, aynı zamanda Charles Dickens'ın romanlarında anlattığı bir sefalet dünyası da kurdu. Mumbai'de ve geçen yıl gündemde olan Dubai gibi şehirlerde olan da tam olarak bu. Ekşi Sözlük'te Mumbai'yi anlatan Türkiyeliler şehirdeki yoğun dışkı kokusundan, tıkış tıkış otobüslerden, dilencilerin şehirdeki egemenliğinden dem vuruyor.
19. yüzyıl Gotik mimarisinin güzide bir örneği olan Chatrapati Shivaji, Mumbai'nin sömürge dönemini yansıtıyorsa, şehirdeki bugünkü gerçekliği Juhu bölgesi yansıtıyor. Milyoner'in önemli bir bölümünün de çekildiği bölge özellikle sokak yemekleriyle, bir dönem Gandi'nin yaşamış oluşuyla ilginç. Burada pek çok Bollywood yıldızının da bungalovları bulunuyor. Bir yanda varoşlar, bir yanda zengin evleri... İşte size Mumbai.
Haberin fotoğrafları