kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
21 Ocak 2009, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Gerçek Adanalılar arasında

Son dönemde "Adanalı olmak" her zamankinden daha büyük bir "ayrıcalığa" dönüştü. Bunda toplumda büyük başarı gösteren Adanalı ünlüler kadar, son dönemde ekrana gelen Adanalı, Canım Ailem dizileri ve Adanalıların yarıştığı Yemekteyiz'in de rolü büyüktü. Cumartesi gecesi sevgili Fatih Terim ve değerli eşi Fulya Hanım'ın davetiyle katıldığım Adanalılar Gecesi'nde Adanalı olmanın nasıl bir ayrıcalık ve gurur vesilesi olduğuna gözlerimle şahit oldum. Yaşar Kemal, Suna Kan ve Fatih Terim'in onur ödülü aldığı gecede 1200'e yakın davetli yer alıyordu. Oysa iki yıl önce Adanalılar Gecesi sadece 40 kişilik katılımla gerçekleştirilebilmişti. İşte televizyonun gücü!.. Gecenin güzelliği ise Adanalı Nebil Özgentürk'ün büyük bir titizlikle hazırladığı enfes Adana Belgeseli'ydi. Ben atv yöneticilerinin yerinde olsam, bu belgeseli alır, Adanalı ve Canım Ailem dizilerinin yayınından önce ekrana getirirdim. Belgeseldeki tek eksiklik ise Adana'nın tarihinde önemli yer tutan İncirlik Üssü'nden ve 1943 yılında İnönü ile Churchill'i buluşturan Yenice Tren İstasyonu'ndan hiç söz edilmemesiydi. Belgeselde Adana'nın dayanılmaz sıcağını betimleyen fıkra ise müthişti. "Hani o birilerinin, birilerini fırınlarda yaktığı İkinci Dünya Savaşı sırasında, fırına atılanların arasına bir de Adanalı karışmış. İşlem bittikten sonra fırının kapağı açılmış. İçeriden Adanalının sesi gelmiş: Kapatın pencereyi gardaş, cereyan yapıyor!.." Şu Adanalılar pek sıcakkanlı insanlar vesselam!..