kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
14 Ocak 2009, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Boleyn Kızları dediğin ne ki?

Pazar akşamı vizyondayken izleyemediğim Boleyn Kızı filmine MovieMax ekranında rastladım. Filmi "dehşet ve ibretle" izlemeye koyuldum. Bir aile, nüfuz sağlamak için kızlarını İngiltere Kralı'na peşkeş çekiyordu. Kızlardan biri evliydi. Ama kocası da razıydı. Amca, baba ve eş, hep birlikte kızları saraya pazarlamaya çalışıyordu. Kral, içlerinden birini beğenip, sarayına çağırıyor ve kraliçenin gözleri önünde hamile bırakıyordu. Ama daha sonra diğer kız, kardeşinden intikam almak için kralın gönlünü çeliyor ve ona erkek evlat vermeyi vaat ediyordu. Ama bu olaydan önce, kraldan umudunu kestiği için bir başka soylunun yatağına girmeyi de ihmal etmiyordu. Kraldan hamile kalan intikamcı kardeşin dünyaya getirdiği ilk çocuk kızdı. İkinci kez hamile kalan kraliçe adayı, çocuğunu düşürdüğü için krala verdiği erkek evlat sözünü yerine getirmek için öz erkek kardeşiyle yatağa girmeyi bile göze alıyordu... Öff... Anlatırken bile içim kalkıyor... Ertesi sabah atv'de Müge Anlı'nın sunduğu Tatlı Sert'i izlemeye koyuldum. Adam, nikahlı karısının başka biriyle evlendirilmeye çalışıldığını söylüyor ve aşiret kararına isyan ediyordu. Ama daha sonra programa telefonla bağlanan bir akraba, adamın evinde başka bir karısı olduğunu iddia etti. Adam, önce amcasının torunuyla evlenmiş, onu hamile bıraktıktan 6 ay sonra kolundan tutup, ailesinin kapısına bırakmış, daha sonra amcasının kızını karı olarak almış, aynı eve getirmişti. Bu arada adamın kız kardeşlerinin, hamile kadına eziyet ettiği de iddia ediliyordu. Adam, en sonunda "Bizde böyledir. Benim babamın üç evi vardı" dedi. Hatta nikahlı karısı ile şu anda beraber olduğu adamı gidip, vurabileceğini söyledi. Konuşmalar ilerledikçe iş iyice içinden çıkılmaz bir hale geldi. Boleyn kızlarının öyküsü bir "efsane" ya da film senaryosu için kulaktan kulağa fısıldanan hikayelerin abartılı bir derlemesi olabilirdi. Ama Müge'nin programındakiler "gün gibi" ortadaydı. Pazartesi sabahı Tatlı Sert'i izledikten sonra Boleyn Kızı'na şaşırmaktan vazgeçtim. Filmin yapımcıları oturup üç gün boyunca Tatlı Sert'i izlesinler, ne "eserler" üretirler...