kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
21 Aralık 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Leonardo DiCaprio Yalanlar Üstüne'de Golshifteh Farahani'nin canlandırdığı Ayşe karakteriyle büyük bir aşk yaşıyor. Ama 'mahalle baskısı'nı hesaba katmıyorlar...

Savaşa romantik bakış...

EVRİM ALTUĞ - ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR
20.12.2008
Leonardo DiCaprio'lu Yalanlar Üstünefilmine ilham veren aynı adlı romanın yazarı David Ignatius, Ortadoğu'yu ve savaşı romantize ettiğini kabul ediyor... Aynı zamanda gazeteci olan Ignatius'a göre ABD 'Irak'a paldır küldür girdi'..
Türkiye'de bu hafta gösterime giren siyasi - gerilim Yalanlar Üstüne / 'Body of Lies' filmi, The Washington Post gazetesi köşe yazarı ve romancı David Ignatius'un aynı adlı romanından uyarlandı. Yönetmen Ridley Scott bu film için, iki yıl önce Sundance Film Festivali'nden Ignatius'u bizzat arayıp, "Kitabın müthiş, otelden çıkıp, iki film izleyemedim; haklarını hemen satın alıp, film yapacağım." demiş.
Biz de geçen hafta, İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi'nin konuğu olarak bir 'star' gibi muamele gören ve filmin basın gösterimine de katılan gazeteci ve köşe yazarı ile konuştuk.

- ABD'nin Irak'tan çekilme politikası üzerine ne düşünüyorsunuz? - Irak'a 'paldır küldür' girildi. Saddam'a karşı bir müdahale olarak, başlangıçta 'iyi bir amacı' vardı; ama sonrasında başarısız olundu. Malum, Irak bizim için bir tür 'kara delik'. Amerika da, bu çukuru kazdıkça kazıyor ve batıyor, batırıyor. Bu şekilde, ortalığı darmadağınık bırakarak çıkmak da olmaz. Yeni seçilen Başkanımız Obama'nın da bu konuda gerçekçi bir strateji uygulayacağını umut ediyorum.

- Filmdeki Hani Paşa karakteri çok yakışıklı bir İstihbarat Müdürü, ama sonuçta, o da bir işkenceci ve katil. Siz bir gazeteci olarak, halen süren bu çok yıkıcı ve gerçek savaşı bir roman ya da senaryoya malzeme ederken, böylesine romantik bir bakışla yüceltmekle, tehlikeli bir şey yapmış olmuyor musunuz?
- Çok iyi bir soru! Gerçekten böylesine keskin bir konuyu romantize etmenin sakıncaları var mıdır sorusu, çok önemli, haklısınız, tehlikeli. Ama savaşlar da bir taraftan istihbarat teşkilatları arasında yürütülen, dost, müttefik örgütlerle üstesinden gelinebilen bir şey.
İstihbaratın elde ettiği bilgilerle, hayatlar da kurtarılıyor. Ancak maalesef, ortada paradoksal durumlar var. Bunlarla da yüzleşiyoruz. İşkence, cinayet, bunların tümü kötü şeyler...

- Yönetmen Ridley Scott'un Kara Şahin Düştü ve Cennetin Krallığı filmlerinden hareketle izlediği siyasal çizgiyi nasıl yorumluyorsunuz ?
-
Scott devamlı Batı'yla Doğu'nun sürtüşmesi konusunu düşünüyor ve bunlarla ilgili yazıyor. Yalanlar Üstüne'nin bitişi bence çok güzel ve benim kitabımla da aynı. Filmin sonunda Ferris, "Ben dünyanın bu kısmını seviyorum" diyor. Scott, bu kültürün anlaşılmasının ve bu kültürle uzlaşmanın çok önemli olduğunu düşünüyor. Kara Şahin Düştü filminde, bir çok asker kendilerini bilmedikleri bir yerde ve kendilerinden nefret eden bir kültürün içinde buluyor. Bu da Scott'un sahip olduğu düşünceyi yansıtıyor. Ben de bu yüzden Scott'un Ortadoğu'yla uzlaşmanın gerektiğini düşündüğü kanısındayım.

- Filmde Ortadoğu'nun Dubai'den Türkiye'ye bir çok bölgesindeki durumun altı çiziliyor. Peki, siz Ortadoğu'yu nasıl tanımlarsınız?
- Bence Araplar, Müslümanlar ya da Ortadoğu'yla ilgili genellemeler yapmak bir hata. Irak'ın yavaş yavaş daha dengeli olmaya başlamasının sebebi Amerika'nın oradaki aşiretlerin, aşiret kültürünün ve aşiretlere olan saygının önemini anlamasıydı. Böylece aşiretlerle beraber çalışmaya, onlara saygı göstermeye ve aslında kızgın olduklarının El Kaide olduğunu görmelerini sağladılar. Bu da filmin söylemeye çalıştığı bir şey.

- Yani size göre, iki tarafın da empati yapması gerekiyor. İki tarafta da radikal milliyetçiler var ve ortada kalan insanlar bu işten en zararlı çıkanlar...
-
Evet bu kesinlikle doğru. Bu da filmin söylemeye çalıştığı bir şey: Daha az kibirli olmalısınız, insanları dinlemelisiniz, başkalarından sizin için risk almalarını isterken daha dikkatli olmalısınız.

- ABD'li aydın Noam Chomsky'nin 'Rıza İmalatı'ndan dem vurduğu günümüz medya tekeline karşı, bağımsız gazeteciliğin sürdürülebilirliğine inanıyor musunuz?
-
Evet, inanıyorum. İnsan olarak hiçbir gazetecinin tarafsız olabileceğini sanmıyorum çünkü insanların ister istemez bakış açıları vardır, bu insan doğasında var. Bu yüzden ben dahil kimse tarafsız yaklaşamaz ama adil olabilir. Bir gazetecinin adil olması çok basit bir şeydir: Adil gazetecilik, sadece aynı konunun karşı taraflara sorulmasıdır.
Bizim gazeteci olarak yaptığımız şey insanların doğru ya da yanlış olduklarını söylemek değil, onların ne anlattıklarını insanlara duyurmaktır.
Haberin fotoğrafları