kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Dizilerin komedi rock barları

Melis Danişmend
03.10.2008
İsmini bilmediğim bir dizide, bar kapısı sahnesi... Bir genç kız içeri girecek, kapıda da Punk Levent. (Kendisini benim etrafımda tanımayan yoktur ama adını hiç duymadıysanız Kemancı'ya bir uğrayın, orijinal bir tiptir.) "Aa Levent!" diye durdum, kapıdaki bodyguard'ı ya da bir görevliyi oynuyordu. Dublaj yapmışlar.
Kendi sesini duyamayınca ve tipiyle (dövme, piercing) hiç örtüşmeyen repliğini dinleyince tuhaf geldi, neyse. "Aşağıda seninki," gibi bir şey söyledi kıza. Kız da indi, sahnede babası soundcheck (prova diyelim) yapıyor. Beyaz saçlı, 60'larına yakın bir müzisyen. Sonra bir şeyler oldu ansızın (bu dizilerde her şey ansızın oluyor), babası bağırdı çağırdı, kız arkasından ağlayarak koştu filan.
Benim takıldığım nokta, dizilerdeki bu rock barların/gece hayatının bir türlü gerçeklikle bir alaka tutturamaması. Yahu diyelim senaristler haftada 90 dakikalık dizi yazmaktan hayatla bağlarını kopardılar, yönetmen, ne bileyim yapımcı, biri (gencecik tipler oynuyor, onlar mesela) bir şey söylemezler mi, uyarmazlar mı? Kızın girdiği yer Kemancı. O konseptle Kemancı'dan başka her şeye benziyor.

'ROCKER'LAR KARİKATÜR GİBİ
Rock bar sahnesi vardı mesela Genco'da. Onu da zap yaparken "Aa burası Mojo," diye yakalamıştım. Sahnede bir grup çalıyor. Ben öyle müzik, değil Mojo'da herhangi bir rock barda duymadım. 'Rocker' görünümlü bir kız heves edip grupla birlikte sahneye çıkacak, patron gelip -yine ansızın- "Defol!" diye bunu kovuyor. Patronu görmeyin. Mojo'nun asıl sahibi Batu Abi'yi tanımasam (gece hayatının en havalı, uzun beyaz saçlı adamlarından biridir) yutar mıydım diye düşündüm. Yok. Bıyıklı patron, adeta Laleli'deki pavyonlardan birinin başındaki adam. Ne Kemancı'nın, ne Hayal Kahvesi'nin, ne Line'ın, vs. öyle patronu yok.
Sonra bu dizilerdeki 'rocker' tiplemesi. Karikatür gibi. Deriler, siyahlar, kömüre çevrilmiş gözler... N'olur setten birisi bir bara gidip illa siyahlara mı bürünmek gerekiyor bir baksın. Ve danslar... Bir acayip hareket yumağı. Bazı sahnelerde hâlâ 'slow' dans edenler var, Allah aşkına. (Bu olur, ama gecenin çok geç bir yarısı, artık ne kafalardayken, öyle romantik falan değil.) Müzikler ise genellikle 90'ların ortasında dinlediğimiz şarkılar. Bir de kimse sarhoş olmuyor galiba. Ya da ben öyle sarhoş görmedim.
Diyeceksiniz her şey bitti, bir bu mu kalmıştı? Dizilerin beni ilgilendiren kısmı da bu açıkçası.
Haberin fotoğrafları