kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Ağustos 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
EMRE AKÖZ

Bir kez daha: Aziz Yıldırım

Fenerbahçe-Partizan maçının devre arasında, gazeteci Cengiz Çandar ile statta konuşuyoruz. "Aziz Yıldırım'ın futbol bilgisinin yetersiz olduğunu iddia ediyorsun ya; yanılıyorsun" dedi, "Başkan, dünya futbolunu günü gününe takip eder. Ben onun gibisini az gördüm."
Sanırım demek istediğimi biraz daha açmam gerekiyor.
Ben "bilmek" derken elbette "malumat sahibi olmayı" kastetmiyorum. Aziz Başkan'ın bu konudaki birikimini tartışmıyorum. Konu o değil.
İşin içine 'insan' girdi mi, 'teori ile pratik', 'bilgi ile uygulama' arasında bir boşluk oluşur. İşte anlatmaya çalıştığım tam da bu.
Mesela Anelka'yı transfer etmek iyi para kazandırdı. Ayrıca F.Bahçe'nin adını, Avrupa'da duyurarak kulübün prestijini artırdı.
Ama Anelka aynı düzeyde katkıyı maçlarda yapmadı işte. Tersine, takımdaki uyumu zedeledi. 'Gitsin' diye dört gözleyen Fenerli çoktu.
Ya bugün? Eğer Semih ile Güiza'yı birlikte oynatarak Şampiyonlar Ligi canavarlarıyla cenk etmek istiyorsan; Alex'in yamacında çok koşan, dayanıklı ve kanatları da kullanabilen üç orta saha oyuncusu olmalı.
Hani, neredeler?
'Tek adam' Aziz Yıldırım'ın futbol bilgisi ya da o bilgiyi uygulama becerisi yeterli olsaydı, F.Bahçe'ye gönül verenler, Partizan maçı öncesi "Ya elenirsek" tedirginliği duymazdı. Değil mi?