kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Ağustos 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ŞEREF OĞUZ
ÖNERİ-YORUM

Bilgi yoksulluğu

Şu sıralar yoksulluk sınırını tartışıyoruz.
Resmi makamlar, her 5 kişiden birinin yoksul olduğunu söylüyor.
Dün bu tartışmaya, Dünya Bankası da katıldı ve 1.4 milyar insanın yoksul olduğunu açıkladı.
Dünya Bankası, eskiden 1 dolardan az geliri olanı yoksul sayıyordu.
Şimdi bu rakam, 1.25 dolara çıktı ve yoksul sayısı bir anda % 42 artmış oldu.
Bizde olsun, dünyada olsun tartışmaların odağında, yoksulluğu nasıl tanımladığımız yatıyor.
Yoksulluk, kulağa daha ziyade, ekonomik mahrumiyeti çağrıştırıyor.
Oysa yoksul olma hali, özgürlükten, beceriye ve bilgiye dek daha geniş bir durumun ifadesi.
Özellikle bilgi yoksulluğu, bana göre tüm diğer türlerinden daha kalıcı ve vahim sonuçlar doğurmaya gebe.
Bilenle bilmeyenin bir olmayacağı kesin.
Fakat bilemeyenlerin, bilgi yoksulluğu yüzünden diğer tüm imkanlardan da mahrum olma akıbetine uğrayacağı bir çağda yaşıyoruz. Bir ulusun ya da bir bireyin gelir seviyesini belirlemek için, bulunduğu coğrafyaya bakılan çağ, geride kalıyor.
Bir kişi eğer Afrika ya da azgelişmiş ülke vatandaşı ise onun yoksul olduğunu söyleyebiliyorduk.
Ama şimdi, bulunduğu coğrafyadan bağımsız, hatta ait olduğu aileden de bağımsız, zengin veya yoksul olmak mümkün.
Şimdilerde ve yakın gelecekte, bir bireyin gelir seviyesini tespit etmek için, eğitimin, bilginin hangi basamağında olduğuna bakacağız.
Bilgi, ancak onu üretirseniz var olur.
Eğer bilgiyi üretemiyorsanız, birileri bunu sizin için yapıyor demektir. Ve siz bu bilgiye "ödeme yapmak" zorundasınız.
Fakat sürdürülebilir bilgi üretiminden söz ediyorsanız, satın aldığınız veya emanet bilgiden ziyade, kendi ürettiğiniz bilgiyi tercih etmelisiniz.
Ezbere dayalı eğitiminizle de "hazır yiyici" haline geliyorsunuz.
Okumuyorsunuz, araştırmıyor, geliştirmiyorsunuz, türbana veya laikliğe odaklanmış üniversitelerimizde nitelikli bilim üremiyor.
Bilgi üretemeyen, bilgiyi kullanamaz da.
Eğer bilgiyi üretmiyor ve onu ithal ediyorsanız, bu yeni bir "dışa bağımlılık" kavramı doğuruyor demektir.
Günde 1.25 dolardan az geliri olanların, "aç" olarak adlandırıldığı günümüzde, bilgi yoksulluğu için bir örnek verelim:
Eğer bir günde 3 bin kalori, 3 litre su ve 3 megabyte bilgiye sahip değilseniz, yoksul sayılıyorsunuz.