kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Ağustos 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
İstanbul'da köpeğinizle bir kafeye girmek zor iş.

Köpeğin varsa sosyal hayatın yok

Melis DANİŞMEND
Köpeği olan bir arkadaşımla yürüyorduk. Karşıdan gelmekte ve çekirdek çitlemekte olan bir ailenin sekiz yaşlarındaki oğlu bize yaklaşırken elindeki pet şişeyi köpeğin kafasına fırlattı. Babası hemen bağırdı: "Oğluum yapma!" Tam "Ne güzel, hayvan sevgisiyle dolu bir adam," diye düşünecektim ki, cümlesini tamamladı: "Isırır."..
AYNI YERLERE GİDİLİYOR
Arkadaşımın köpeği sayesinde İstanbul'da köpek sahibi olmanın ne kadar zor bir şey olduğunu görüyorum. Olayı sadece -bu köşeye uygun olarakmekanlar açısından irdeleyeceğim. Yoksa el kadar köpeklerden "Ay ay ay" diye kaçanlara ve çocukları nasıl bir köpek korkusuyla yetiştirdiğimize girersem konu bitmez. Köpeğiniz varsa sosyal hayatınız sefilleri oynuyor. Ağız tadıyla bir kafeye/restorana gitmeniz mümkün değil. Üstelik şimdi yaz, bahçeler açık. Kapalı mekanlara tıkılmak zorunda da değilsiniz. Bu olayın gerçekleştiği gün, dünyanın en uysal köpeklerinden biri olan Zifir'le bir yere girebilmek için beş kapı dolaşmak zorunda kaldık. Sonunda da "Çok sakin, tatlı bir köpeğimiz var," reklamı yaparak içeri kabul edildik. Fakat arka masalardan birine yerleştirildik. Diğer mekânların köpeği almama gerekçeleri hep aynıydı: "Müşteriler rahatsız oluyor." Eğer, izin vermeye meyillilerse de mutfağa ya da tuvalete yakın arka masalardan birine oturabileceğimizi söylediler. Sağlama yapabilmek için köpeği olan birkaç arkadaşıma daha sordum. Durum aynı. Çok zorluk çekiyorlar. Biri, "Hep aynı yere gidiyorum," dedi. O yer Etiler (ya da Nişantaşı) All Sports Cafe. Orada köpekleri gerçekten seviyorlar. Arkadaşım da All Sports Cafe'yi seviyor fakat aynı mönüyü görmekten gına geldiğini de itiraf ediyor. Böyle köpek alınan birkaç yer daha olduğunu biliyorum ama epey azlar. Biz köpek sevgimizi biraz daha artırana kadar böyle devam edecek gibi görünüyor.