kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Ağustos 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Yarasa adam, neden bu kadar ciddisin?

Yeşim TABAK
Christopher Nolan'ın yeni Batman filmi Kara Şövalye saf bir çizgi roman uyarlaması değil, ciddi ve düşünceli bir aksiyon filmi. Bu yüzden de filmden çıkınca aklımızda kalan dövüş sahnelerinden çok felsefi düşünceler oluyor. Film, IMDB internet sitesinde en sevilen film seçildi..
Joker'in harika sorusunu filme iade edebiliriz: "Neden bu kadar ciddisin?" Herhalde şundan; Christopher Nolan, Batman ve Gotham cemiyetinde olup bitenleri gerçeküstü bir albeniyle gösteren, çocuksu bir çizgi roman uyarlaması yapmak istememiş. Nolan, bu ikinci bölümde hepten belirginleştiği üzere, ünlü çizgi roman kahramanlarının temel özelliklerini kullanan ve onları gerçek hayattaki karşılıklarına yaklaştıran, iyi bir 'düşünceli aksiyon' yapmayı tercih etmiş. Filmden geriye en çok düşünceler kalıyor. İyi ve kötünün bütünlüğü, düzen ve anarşi, gerçek ve yalandaki hikmet, şans ve adalet... Kahramanlar bu konular üzerine epey bir ahlak felsefesi yapıyorlar. Kara Şövalye'den serinin geleceğine ilişkin edindiğim paranoyalar şöyle: Bir sonraki bölümde meditasyon hocasından "Savaşa karşıyım yerine barış yanlısıyım demelisin" gibi sözler duyan Batman'in mesleğinden tamamen ayrıldığını görebiliriz. Ayrıca Batman Başlıyor ve Kara Şövalye'yle başlayan yeni seri, bizi 'Batman Bitiyor, Bir Mit Yıkılıyor' adlı bölüme hazırlamakta olabilir... Çünkü görünen o ki, Nolan artık Batman'e ihtiyacımız olduğunu düşünmüyor. Aksine, 'yerinden sarsılmaz bir nesne' olarak 'durdurulamaz güç'leri kışkırttığının altını çiziyor.

KAOS VE ÇOCUKSULUK
Nolan'ın Batman'i yorumlama biçimi bugünlerin şeffaflaşma arzusuna mı karşılık geliyor, emin değilim. Fakat Nolan'ın kahramanları onları sık sık dile getirmeden önce de, Batman takipçileri maceranın felsefi çelişkilerinin tadını çıkarıyordu; filmin hayranları, kötü kahramanı neden sevdiklerinin ve ona neden ihtiyaç olduğunun farkındaydı. Demek istediğim, karakterlerin birbirlerine karşı pozisyonlarının üzerine özellikle basılması, olan biteni daha karanlık, karmaşık veya yetişkin hale getirmiyor. Üstelik filmde Joker'in sık sık özlemle dile getirdiği 'kaos', teklifsizliğinden zalimliğe varan umursamazlığına kadar, çocuksuluğa çok daha yakın bir kavram. Kara Şövalye'nin internet sitesi IMDB'de en çok oyla en sevilen film olacak kadar tavan yapması ise, biraz da 'ağır ol, molla desinler'in zaferi gibi. Nolan'ın Kara Şövalye'yi 'zeki süper kahraman filmi' olarak tasarlamasının oyuncu seçimi alanındaki karşılıklarından biri, film için yaratılan Rachel Dawes rolünü Katie Holmes'dan devralan Maggie Gyllenhaal. Gyllenhaal, 'karakterli, kendine has ve zeki kadın'ın bağımsız film dünyasındaki yüzlerinden biri. Onun Rachel'ı da, etrafındaki erkeklere ego şişirmek için pek fırsat vermeyen, onları daha çok zekasıyla hayran bırakan bir karakter. (Filmi görmediyseniz bu paragrafı şimdi terk ediniz ve aşağıdaki bölüme geçiniz.) Gyllenhaal'un Rachel'ı, bir binanın kenarından bluzu açılmış halde zarifçe sarkarak yardım istemiyor; hiç de seksi olmayan biçimde bağlanmış olarak, ölümle burun burunayken akıllıca direktifler veriyor. Buna uygun olarak, tabii bir de filmin 'zeki karamsarlığından', Batman tarafından kurtarılamadan ölmesi icap ediyor. Filmi görmeden önce, Heath Ledger'ın yanlış bir seçim olduğunu, Joker'in kötücül bir 'Crow'a dönüşmeye ihtiyacı olmadığını düşünmüştüm. Halbuki bu filmin, tam da Ledger'ın insaniliğine ihtiyacı varmış. Kara Şövalye'nin Joker'i, tüm acı tadına rağmen, hatta onun büyük katkısıyla, hayli insani bir karakter. Filmdeki Gotham City gibi, onun da ayakları bir noktada yere basıyor. Die Hard serisinin kötü adamları ne gibi kumandalı, bombalı fenalıklar hayal ediyorsa, Kara Şövalye'deki Joker de o tür belalar çıkarıyor. Makyajı akmış suratıyla hinlik içeren bir espri yaptığında bile, kahkahaya yol açmayacak kadar soğuk ve gerçek biri o. Christopher Nolan, süper kahramanlı çizgi romanların hayatı değerler düzeyinde basitleştirip estetik ve fantezide abartan yaklaşımından itinayla kaçınmış. Fakat filmde Batman'in dediği gibi: "Bazen gerçek yeterince iyi değildir. Bazen insanlar daha fazlasını hak ederler."