kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Temmuz 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Susurluk'a karşı çıkanlar, şimdi neden Ergenekoncu?

Ahmet ALTAN (Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni)..
Ergenekon konusunda 'cesur' yayınları çeşitli manipülasyonlara da konu olan Taraf gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan soruşturmamıza yanıt vermek yerine, yazılarından alıntılar yapmamızın daha iyi bir fikir olduğunu söyleyince, art arda yayımlanan iki yazısından çarpıcı alıntıları dosyamıza aldık. Altan'ın 15 Temmuz'da Taraf gazetesinde yayımlanan 'Çete' başlıklı yazısı, Ergenekon iddianamesinin açıklanan kısmının hemen ardından yazılmış. Altan yazısında çeteleri sorgularken, onun medyadaki uzantılarına da dikkat çekiyor: "Devletin içine köklerini uzatmış bir çeteden söz ediyoruz. Amacı kaos yaratmak, ülkeyi perişan etmek olan bir çete. Niye bunu yapmak istiyorlar? İktidarı ele geçirmek için. İktidarı ele geçirip ne yapacaklar? Herhalde çete halinde yaptıklarını iktidar sahibi olarak bin misli fazlasıyla yapacaklar. Böyle bir örgütün neresi desteklenir, bunu gerçekten anlayamıyorum. Tabii şimdi bu gerçekleri görünce sormak lazım: Yıllardır var olan bu örgüte devlet neden şimdiye kadar ses çıkarmadı? Devletin içinden kimler buna destek oldu? Bu çetenin hâlâ devletin içinde uzantıları var mı? Onlar ne yapıyor? Ne yapacak? Bütün çete devletten temizlenecek mi? Temizlenmesi için çok kararlı davranılması gerekiyor... Bu çeteler Kürt meselesini bahane ederek kendilerini meşrulaştırmaya uğraşmışlar, Mafya'yla ilişki kurmuşlar. Henüz bu çetenin Güneydoğu'da neler yaptığı, orada kimlerin kanlarını akıttığı, kimlerin canını yaktığı, hangi ocakları söndürdüğü konuşulmuyor. Ama bir gün o da açığa çıkacaktır. Şu anda kaçak olan bir jandarma generalinin, albaylığı döneminde iki Kürdün ortadan kaybolmasıyla bağlantılı olduğu, hâlâ hepimizin hafızasında taze duruyor. Kürt meselesini demokratik bir çerçevede halletmemek için devletin gösterdiği direnç, sonunda devletin en azından bir bölümünün hukuk dışına savrulmasına neden oldu. Bu gelişmeye göz yumarak devlet, devletliğinden vazgeçti. Sanırım şimdi devletin yeniden devlet olacağı bir aşamaya geçebilmek için çırpınıyor Türkiye." Ahmet Altan 16 Temmuz'da ise Susurluk ve Ergenekon vakalarına gösterilen farklı tutumları bir araya getirmiş ve yanıtlanması hayli zor sorular sormuş: "Ergenekon'un üstünü örtmek için medyada da politikada da olağanüstü bir çaba olduğunu görüyoruz. Ama bir türlü nedenini açıkça kavrayamıyoruz. Alttan alta söyledikleri, Ergenekon çetesinin yakalanmasının AKP'nin işine yarayacağı. Eğer söyledikleri buysa, ilk sorulacak olan soru şu: Bir siyasi partiyi iktidardan uzaklaştırmak için cephaneler ve bombalamalar meşru mu sizin için. İkinci soru da şu: Böyle büyük bir çeteyi yakalamak Türkiye'nin aleyhine mi? Bu toplum 'gelişmişliğe, çağdaşlığa,' çetelerle, cephanelerle, bombalarla mı ulaşacak? Türkiye için öngördüğünüz çağdaşlık ve gelişmişlik bombalardan mı geçiyor? Tabii bir de şu soru var: Daha önce AKP yoktu ama Susurluk vardı. Susurluk niye kurulmuştu? O da o zamanki Erbakan hükümetine mi karşıydı? Siz niye Susurluk'a böylesine sahip çıkmadınız? Susurluk'un aydınlanmasını isterken Erbakan'ı mı destekliyordunuz? O zamanlar 'Susurluk yakalansın, ilişkileri ortaya çıksın' diyenler Erbakancı mıydı? Siz Erbakancı mıydınız? Niye o zaman Susurluk'a karşıydınız? Niye şimdi Ergenekoncusunuz? Bu iki örgütlenme arasındaki fark ne sizin için? Niye hiçbiriniz bu farkı bize anlatmıyorsunuz? ..."