kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Avrupa'nın farklı şehirlerinde çekilen filmin oyuncuları toplu halde Altın Koza En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü almıştı.

Avrupa'daki gergin Türkler

Yeşim TABAK
İnan Temelkuran'ın Made in Europe filminde Madrid, Berlin ve Paris gibi büyük Avrupa kentlerindeki Türk göçmenlerin 'kontrol dışı' hayatları anlatılıyor. Sıfırdan bir hayat tutturmaya çalışan karakterlerde gayet 'made in Turkey' bir gerginlik var..
Sinemanın favori sıfatlarından biridir, 'çağımızın aynası'. Bazı filmler adeta bunun altını çizmek için varlar. Keşliğin gözde bir 'leşlik' çeşidi olduğu 1960'larda sabahtan akşama kadar tüttürenlerin komik furyasına, insanların gazetecilere az biraz inandığı 70'lerde (çok uzak bir anı...) kahraman gazeteci filmlerine rastlıyorduk. Bu yılların bir yanını, bienallarde beş paragraf açıklamayla sergilenen globalizasyon ve göçmenler video'ları ile Babil'den Yaşamın Kıyısında'ya, İspanyol Pansiyonu'na ve Made in Europe'a kadar, türlü şekilde göçmenlik manzaraları sunan filmlerin, göçmenlerin çokça görünür olmaya başlamasının dönemi olarak hatırlayabiliriz. Made in Europe, bu görünürlüğe gerçekçi ve fazla dramatize edilmemiş kesitler ekliyor. İnan Temelkuran'ın filminde Madrid, Berlin ve Paris gibi büyük Avrupa kentlerindeki Türk göçmenlerin 'kontrol dışı' hayatlarını yansıtan muhabbetleri dinliyoruz. Made in Europe, görsel tarzıyla da 'çağımızın aynası'. Kahramanlarını iç dünyalarıyla değil, sanki bulundukları odalara gizli kameralar yerleştirilmiş gibi, onların ortak muhabbetlerinin mesafeli tanıkları olarak tanıyoruz. Bir Türk büfesinde vardiyalı çalışan (mecburi) dönerciler, dönerci olamazsa hamallık yapanlar; Avrupa'nın çeşitli yerlerinde üçlü beşli bir arada takılıp herhangi bir yöne akmaksızın yılları dolduran Türkler. Film 'gurbetteki Türk'ün çilesi' için vahlanmaya girişmeksizin, ayrıca herhangi bir yorumda da bulunmaksızın, gündelik bir araya gelişlerden parçalara yer vermiş. Kasadaki açığa kim sebep oldu, kim kimin arkasından "İ.ne," dedi, eşya taşırken kristal avizeyi kim kırdı, ve en önemlisi, kim kimi cebinden çıkarır ve benzeri başlıklarda tartışmaların esrar dumanıyla şekillendiği, klostrofobik bir sohbet filmi Made in Europe.

HERKES DİKEN ÜSTÜNDE
Karakterler dışarıdaki hayatlarında atmak istedikleri, ama bir türlü atamadıkları adımlardan bahsetmek üzere iki göz evlerde cigara muhabbeti için buluşup, tam savunmacılık gereği en ufak çarpışmada tehditkârca çileden çıkıyorlar. Kendini kontrol edememekle, tam kontrolü elinde tutmak isteyen -nasıl doyurulacağı meçhul- büyük egonun bağımlısı olmak arasında, diken üstünde bir varoluş. Made in Europe'da karşımıza çıkan Türkler, el memlekette ezilmişlikten çok, böyle bir gerginliği yansıtıyorlar. Kısacası filmde gayet 'made in Turkey' ruh hallerinin, 'in Europe' aynen uygulaması var. Film, karakterlerin Avrupa'da sıfırdan bir hayat tutturmaya çalışırken nelerin içinden nasıl geçtiklerine dair 'giriş' niteliğinde fikir veren bir buluşmalar dizisi. Temelkuran karakterlerini olağan muhabbetleri içinde gözlemleyerek onları birer 'Türk göçmen'den ziyade herhangi birileri gibi görmemizi istiyor. Ne var ki hepsi Made in Europe başlığı altında, işsizlik, oturma belgesi gibi sorunların konu olduğu küçük kesitler içinde sıraya dizilince, bu birileriyle gerçekten haşır neşir olamadığımız gibi, çağa da herhalde ancak dikiz aynasından bakabiliyoruz. Uzak, dar bir çerçeveden.
Haberin fotoğrafları