kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Mayıs 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Her an Efe'ye bir şey olacakmış gibi evhamlanıyorum

BERNA SAĞLAM NAİPOĞLU - İLETİŞİM VE MARKA DANIŞMANI..
- Berna Hanım siz 'Önce kariyer sonra çocuk,' diyenlerdensiniz. Anne olma kararını vermek zor oldu mu?
- Doğru Tuluhan'cığım. Mesleğimde kariyer yapmaya öncelik verdim. Çok çalıştım. İstediğime yakın bir noktaya gelip, hamilelik ve doğum sonrası vereceğim arada işimin zora girmeyeceği, geriye gitmeyeceğim ve kayıp yaşamayacağım bir zamanı daha doğru buldum anne olmak için. Artık tüm dünyada daha ileri yaşta anne olmak yaygınlaşmaya başladı. 20'li yaşlar yerine 30'lu yaşlar seçiliyor. İnsanın kendisiyle ilgili sorunlarını çözdüğü, birçok şeye doyduğu anda anne olması, daha iyi örnek olmasını da sağlıyor. Tek dezavantaj, çocukla anne arasındaki yaş farkı. Çocuklarımıza olduğu kadar kendimize de iyi bakıyor, spor yapıyor, bilinçli şekilde giyiniyor ve sağlıklı beslenmeye çalışıyoruz. Ama tüm bunlar bir yana anne olma kararımı çok sevdiğim insanla evlenerek aldım.

- Annelikle birlikte korkular, takıntılar da ekleniyor mu hayata?
- Annelik hayata bakışımı, beklentilerimi, mutluluk tanımımı her şeyimi değiştirdi. Bu değişimin büyük bir bölümü pozitif. Sadece daha çok yoruluyor, daha çok organize, planlı, programlı davranmak zorunda kalıyorum ama her şeye değiyor.

- Efe size benzer mi?
- Doğduğu günden beri onu hep olgun bir ruh olarak hissediyorum. Sanki daha önce bu dünyaya çok gelmiş, görmüş geçirmiş gibi. Öyle bir ifade takınıyor ki bazen, sen gelirken ben gidiyordum edasında. Olumlu ve huzurlu bir çocuk. Sevgiyi çok güzel alıyor ve veriyor. Şimdiden isteklerinin peşini bırakmıyor. Kararlı bir şekilde elde edene kadar farklı yollar deniyor. İstediğini tatlı tatlı yaptırıyor. Umarım büyüyünce de böyle olur.

- Annelikte sizi en çok yoran ne oldu?
- Deliksiz uyuyamamaktan ve peşinde koşturmaktan oluşan fiziki yorgunluk, her an başına bir şey gelecekmiş gibi evhamlanmak. Annelik uçsuz bucaksız bir sevgi. Karındaki misafirlikten başlayan ve yaşamın bitmesiyle bile devam eden bir varoluş. Enerji değişse de, dünyadan sonra her nerede var oluyorsak devam edecek bir duygu, bir ilişki gibi geliyor bana. Hele o doğum anı yok mu Tuluhan, işte mucize bence odur. Doğum yerine ağzımdan hep düğün kelimesi çıkıyor. Çünkü doğum anı benim için unutulmaz bir kutlama, mutluluk, neşe, huzur ve tatlı bir hüzünü içinde barındıran bir duygu patlamasıydı. Eşim Sinan yanımda elimi tutuyordu. Bebeğimiz ağladığı an uçmaya başladım. Başı göğe ermek bu olsa gerek. Sadece birkaç saniye önce içimdeyken şimdi kalbimin üzerindeydi. Hayatımın en değerli varlığının elini tuttum ve 'Allah'a binlerce kere şükürler olsun,' dedim ve hemen ardından evhamlarım başladı. 21 ay geçti. Her geçen gün daha da çoğalıyor evhamlarım.

- İşe tekrar başlayınca onu da yanınızda götürmüşsünüz...
- İki aylık olana kadar evde her an onunlaydım. İşe de dönmem gerekiyordu. Ofiste ona bir oda yaptık. Her sabah Efe'nın bakımına yardımcı olan hanımı da alarak işe gittik. Emzirmeyi de bırakmamış oldum, her ağladığında da yanındaydım. Toplantı arasında bebek ağlaması veya emzirme arası vermem biraz tuhaf olsa da kimse bundan rahatsız olmadı. Yedi ay gittik geldik ofise. Şimdi artık büyüdü. Ama sabah 'Gitme,' dercesine bakışlarından üzüntü yaşıyorum. Kariyer sahibi, çalışan, üreten bir anne olmayı seçtim ve Efe de zamanı gelince faydalarının farkına varacak diye umuyorum.