kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Mayıs 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Dünyada enflasyon dalgası, bizde tsunami mi?

Ekonomide üç önemli veride geçen hafta düzeltme yapıldı. 2008 sonu için enflasyonun yüzde 5.5 yerine yüzde 9.3'e, cari açık 39.2 milyar dolar yerine 50 milyar dolara, milli gelire göre faiz dışı fazla da yüzde 4.2 yerine yüzde 3.5'e revize edildi.
Enflasyonda yılsonu tahminini değiştiren Merkez Bankası, hedefte resmi bir revizyona gitmedi. Bunu ekim ayında 2009 hedefleri belirlenirken hükümete teklif edecek. Bu yıl hesap verebilirlik ilkesi gereğince değişikliğe gitmiyor.
Hükümet ise IMF ile programın bu hafta son bulması nedeniyle hemen 2008 faiz dışı fazla hedefinde indirime gitti. Harcamaları artırdı. Dün de 1.8 milyar liralık Konut Edindirme Yardımı'nın ödenmesine karar verildi.

Seçim etkisi
Atılan adımlar, ekonomide istikrardan ziyade hükümetin seçmen nezdinde popülaritesini korumaya yönelik olduğunu düşündürüyor. Ne de olsa önümüzdeki yıl yerel seçimler var. Bir de Anayasa Mahkemesi'nde parti kapatma davası sürüyor.
Eğer bu dava, kapatma ve siyasi yasaklarla sonuçlanırsa en azından ara seçime karar verilmesi gerekecek. Bir yıl içindeki seçimlerin birleştirilmesi gerekeceğinden hareketle çifte seçim yapılacak. Dolayısıyla hükümet ekonominin gereklerinden çok kendi siyasi geleceğine ve seçimlere odaklanmış gibi gözüküyor.

Kamu borcu artar
Daha IMF programı bitmeden faiz dışı fazlanın apar topar düşürülmesinin nedeni bundan olsa gerek. Yoksa zamanlaması son derece yanlış, algılamayı bozucu, risk primini artırıcı nitelikte. Sanki faiz dışı fazlanın hiçbir önemi yokmuş gibi, geçmiş yıllardaki tasarruflar boşu boşuna yapılmış gibi davranılıyor. Eğer faiz dışı fazla azaltılacaksa önümüzdeki yıllarda kamu borçlarının yeniden tırmanışa geçtiğini görebiliriz. Bu da 2001 krizi sonrası elde ettiğimiz önemli bir kazanımın kaybı anlamına gelir. Türkiye'nin risk primi ve ödeyeceği faizi artırır.

Ayrı telden çalıyorlar
Merkez Bankası'nın enflasyon tahminini yukarı çektiği, bunu tutturmak üzere faizi artıracağını açıkladığı, böylece para politikasının gereklerini yerine getireceğini, ama hükümet tarafından mali disiplinin de sürdürülmesi gerektiğini açıklamasından iki gün sonra siyasi otorite tam tersi yönde adım attı. Hükümet ile Merkez Bankası ayrı telden çalıyor. Sanki hükümet enflasyonun yükselmesiyle ilgilenmiyor gibi. Belki önlem almasına alacak ama yukarıda belirttiğimiz gibi, hükümetin derdi başka.

Türkiye'ye yansıması
Buradan geliyoruz Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanı Kemal Derviş'in dünkü "Türkiye gibi ülkelerin gerçek bir enflasyon tehlikesi ile karşıya kaldığını" açıklamasına. Dünyada zaten petrol, enerji, emtia, gıda fiyatlarındaki çeşitli nedenlerden dolayı hızlı bir artış gerçekleşiyor. Küresel bazda bir enflasyonist dalgayla karşı karşıyayız. 2004 ortasından beri zaten enflasyonu düşüremiyoruz. Son aşamada tüketici enflasyonu yüzde 9.66 ile çift haneli rakamlara dayandı. Üretici fiyatları da yüzde 14.5 düzeyinde ve gelecek aylarda tüketici fiyatlarını yukarıya çekecek kadar yüksek.
Düşürülmüş düzeyiyle bile Türkiye enflasyonu dünyanın en yüksek beş enflasyonundan biri. Eğer dünyaya enflasyonist bir dalga hakim olacaksa, bunun Türkiye'ye daha büyük bir dalga şeklinde yansıması ihtimali hiç de az değil.

Sonuç
"Yolları ayrı olanlar, birbirine danışmazlar."
Konfüçyus