kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Mayıs 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERDAL ŞAFAK

Felakete endeksli araçlar!

"Dünyada tarım köklü değişikliklere uğradı. Bu yeni dönemde birçok ülke gibi Türkiye de tarım politikasını gözden geçirmek zorunda": TÜSİAD dün açıkladığı "Türkiye'de tarım" konulu raporunda bu tespiti yapıyor.
Ama ilk kez değil. 1999'daki "Tarım politikalarında yeni denge arayışları" raporunda da, 2005'teki "21'inci yüzyılda Türk tarımı" raporunda da, yine 2005'teki "Yeniden yapılanma arayışları" raporunda da bu öneri tekrarlanıp durdu.
Tarımdan sorumlu olanlar her defasında TÜSİAD'a "Haklısınız" deyip bildikleri, daha doğrusu siyasal kaygılarla değiştirmekten çekindikleri politikaları sürdürdüler.
Ancak artık bu politikalar sürdürülebilir olmaktan çıktı. Çünkü "Sanayiye girdi sağlayan sektör" gözüyle bakılan tarım, doğal statüsüne döndü: İnsanlığı besleyen sektör!

Tarımı dönüştürmek
Üstelik TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın raporu sunuş konuşmasında belirttiği gibi, dünyadaki beslenme kriziyle "Tarım politikalarında eski yaklaşımı değiştirmek konusunda yeni bir fırsat yakalamış durumdayız." Yapısal sorunların üstüne cesaretle gidilirse Türkiye, AB'nin enerjiden sonra beslenmede de güvencesi olabilir. Zira Yalçındağ'ın da hatırlattığı gerçek şu: "Önümüzdeki 40 yılda gıdaya olan küresel talep iki ya da üçe katlanacak. Bu da beslenmeyi geleceğin en önemli sorunu haline getiriyor."
Beslenme sorunu ise bir başka sorunu derinleştiriyor: Beslenme sorunundan beslenenler! En temel insan hakkını kazanca dönüştürenler.
Tarım Bakanı Mehdi Eker, TÜSİAD toplantısında tarım ürünlerinde fiyat artışlarının devam edeceği beklentisinin "Fonların emtia piyasasına yönelmesine yol açtığı"ndan söz etti. Yönelmek ne demek; akbaba gibi üşüştüler!
Belçika şu sıralar KBC bankasının yeni yatırım aracını tartışıyor. Banka 6 tarım ürününün (Buğday, kakao, kahve, şeker, mısır ve soya) fiyatlarındaki artışa endeksli bir hayat sigortası yarattı. Ve şu sloganla piyasaya sürdü: "Su sıkıntısı ve ekilebilir toprakların azalması nedeniyle besin maddelerinin fiyatları sürekli artacak. Bu fırsatı iyi değerlendirin!" Sol partiler ve sivil toplum örgütleri kıyameti koparıyorlar:

"Müthiş" bir fırsat!
"Dünyanın öbür ucunda insanlar açlıktan ve susuzluktan ölürken, felaketleri spekülasyon aracı yapmak ahlakla bağdaşır mı?"
Bağdaşır, bağdaşır... Finansal kapitalizm öyle azdı ki, doğal afetleri bile "Yatırım aracı" olarak görmeye başladı. Örneğin Avustralya'da kuraklık yığınla "Hedge fon" yöneticisine göbek attırıyor. Çünkü Chicago Borsası'nda tahıl fiyatlarını zıplatıyorlar. Myanmar'daki facia da onlara bayram yaptırdı. Çünkü pirinç üretiminin büyük bölümü mahvoldu. Myanmar yılda 600 bin ton pirinç ihraç ediyor. Bu yıl edemeyecek. Yani daralan piyasadan 600 bin ton daha eksilecek. Bu da spekülatörler için "Ekstra kazanç" olacak! Saygın İngiliz dergisi "New Statesman" şöyle yazıyor:
"Tarım ürünlerinin fiyatı arttıkça kazançlar şişiyor. Kazançlar şiştikçe başka yatırım fonları da piyasaya giriyor. Onlarla birlikte fiyatlar yeniden artıyor. Sorun şu: Günde 2 doların altında gelirle yaşayan ve dünya nüfusunun yarısını oluşturan 2.8 milyar kişi arasında yer alıyorsanız, bu kazançların bedelini hayatınızla ödüyorsunuz."
İnsanoğlu hiç bu kadar insanlıktan çıkmamıştı...