kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Mart 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Meşruti Monarşi'nin mutlak olanından farkı?

Devlet yönetiminin insan vücuduyla kıyaslanması eski bir adet. Eğer hükümdar ülkenin 'başı'ysa ('head of state') onun bir de 'yönetici gövde'ye ('governing body') ihtiyacı olduğu fikri meşruti monarşiyle geldi. İki monarşi tarzı arasındaki farkı en güzel özetleyen cümle şu: "Kraliçe hükmeder ama yönetmez." Çünkü Meşrutiyet'ten sonra yöneten meclistir, hükümdarın iktidarı daha soyut bir hal alır.

BİR DE KANUN-I CEDİD DİYE BİR ŞEY YOK MUYDU?
Kanun-i Cedid, Sadrazam Midhat Paşa tarafından hazırlanmıştı. Bir anayasa taslağıydı. Abdülhamid bu taslağı beğenmediği için proje rafa kalktı.

İLK ANAYASADA NE VARDI?
Fransız Anayasası'nı örnek alan Kanun-i Esasi'yi, Said Paşa başkanlığındaki komisyon hazırladı. Abdülhamid'in her madde üzerinde çalışıp ekleme ve çıkarmalar yaptığı metin, Midhat Paşa başkanlığındaki Meclis-i Vükela'da görüşüldü.

I. MEŞRUTİYET NASIL İLAN EDİLDİ?
Top atışları eşliğinde. İstanbul'da yaşayan gayrimüslimlerin durumunu görüşmek maksadıyla toplanan Tersane Konferansı'nda II. Abdülhamid, çevresindeki Batılı delegeleri etkilemek için top atışları eşliğinde I. Meşrutiyet'i ilan etti.

II. MEŞRUTİYET NEREDEN ÇIKTI?
1878'de Kanun-i Esasi askıya alındı, meclisler tatil edildi, II. Abdülhamid korkunç bir baskı rejimi kurdu. Bunun üzerine ülkede gizli muhalefet hareketleri boy gösterdi. Gizlice örgütlenen Jön Türkler, baskılar sonucunda çalışmalarını yurtdışına kaydırdılar.

İTTİHAT VE TERAKKİ NASIL BAŞLADI?
1889'da kurulan İttihat ve Terakki Cemiyeti, pek çok muhalif düşünürü çevresine toplamayı başarmıştı. 1902'den itibaren hem gençliği hem de subayları eğitmeye başladılar. Böylece 'genç subaylar' arasında ihtilalci gruplar ortaya çıktı.

II. MEŞRUTİYET NASIL İLAN EDİLDİ?
Makedonya'da ve Edirne'deki ordu birlikleri arasında huzursuzluk ve eylemler başladı. Değişik milliyetlerin siyasal katılımını sağlayacak, demokratik bir siyasi birlik gerçekleştirecek rejime gereksinim olduğunu İttihat ve Terakki'ciler topluma kabul ettirmişti. 20 Temmuz 1908'de Manastır halkı ayaklandı, Makedonya'da durum gerginleşti. Ordu birlikleri İstanbul'a harekete geçti. Abdülhamid, 23 Temmuz'da Kanun-i Esasi'yi yeniden yürürlüğe koydu.