kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Şubat 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Döviz ile borçlanma

KONUK YAZAR: NEŞECAN ÇEKİCİ
Ülkemizde döviz yıllarca yatırım aracı olarak kabul edildi. Buna karşın döviz kurlarındaki hızlı yükselişler sebebiyle zor duruma düşen pek çok kişi ve şirket oldu. Ancak döviz kurları ve özellikle dolar kuru uzun süredir durağan ve hatta gerilemekte... 1994 yılındaki kur yükselişi sebebiyle dövizzedeler gündem olmuş ve dövizle borçlanarak satın alınan evlerin kredi taksitleri ödenemediği için özel olarak oluşturulan koşullar ile dolar kredileri TL borca dönüştürülmüş veya borçların kapatılmasına imkan sağlanmıştı. 2001 yılında yaşananlar ise hala herkesin hafızasında taze duruyor. Dolar kurundaki son durağan trende rağmen, özellikle 2006 yılının ortalarından beri döviz mevduatlarında ciddi artış söz konusu. Ancak konut kredilerinin içinde döviz kredisi kullanım oranı oldukça sınırlıdır. Kısaca, bireysel olarak hala dövize yatırım yapıyor ama dövizle borçlanmıyoruz. Türkiye'deki konut kredilerinde baz faiz YTL bazında aylık 1,30 seviyelerinde. Basit ve yıllık olarak bakıldığında konut kredisi faiz oranı YTL'de yüzde 16, dolarda yüzde 8.5 ve Euro'da ise yüzde 7.5 düzeylerinde. Türkiye'de faiz oranlarının düşmesi beklenirken ABD Merkez Bankası (Fed) oransal olarak radikal düşüşler yaptı. Bunun dolar bazında konut kredi faizlerine de yansıması beklenebilir. 1994 ve 2001 yılları ile karşılaştırırsak ülkemizde bireysel krediler ve konut kredileri konularında tüketiciyi koruyan birçok düzenleme yapıldı. Döviz bazında borçlanma vadesi uzadı. Kısa vadede sert çıkışlar olsa da uzun ve orta vadede kurların averajı dikkate alınmalı. Bu averaja bakıldığında dolar borçlanma maliyeti, YTL borçlanma ile karşılaştırıldığında dolar ile borçlanmanın hala avantajlı olması ihtimalinin çok yüksek olduğu görülmekte. Kısa süreli kur yükselişlerinden de minimum etkilenmek için gelecek iki-üç ayın kredi taksitlerini karşılayacak kadar elde döviz bulundurulması halinde kur riskleri de bertaraf edilebilir. Tabii ki herkes kendi özel durumunu ve kazancını dikkate almalı. Açıklamalarımız tavsiye niteliğinde algılanmamalı. Ancak çeşitli alternatifler, değişen ekonomik koşullar ve dünya platformunda bir açılım olarak düşünülmeli. "Hala faizler yüksek" ifadesi bir bahane olmamalı. Sık sık belirttiğimiz gibi her durum ve her dönem kendi içinde fırsatlarını barındırıyor.