kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Şubat 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Yıldız Kenter, Güngör Dilmen’in yazdığı ‘Ben Anadolu’da; Kibele’den günümüze kadar Anadolu’da söz sahibi olan 16 kadının hikayesini, tek başına canlandırıyor.

Sezon bitiyor ama devletin desteği hâlâ gelmedi

BÜLENT İPEK
Yıldız Kenter, devletin tiyatroya ilgisizliğinden şikayetçi: Sezon bitiyor, devletin desteği hala gelmedi. Yağmurda damımız akıyor ama iki yıldır onaramadık. Tiyatro binasını satmak zorunda kalacağız ..
Kenter Tiyatrosu'nun 45'inci yılını; bugüne dek defalarca sahnelediği 'Ben Anadolu' adlı tek kişilik performansıyla kutlayan Yıldız Kenter, devletin tiyatroya ilgisizliğinden yana dertli. Yurtdışında hem Türkçe, hem de İngilizce sahnelediği 'Ben Anadolu' yu, 20 yıl sonra tiyatroseverlerle buluşturan Kenter, yağmurlu havalarda tiyatro binasının damının aktığını söyledi.

HEYECANDAN UYUYAMAM
Kenter Tiyatrosu'nu gelecek kuşaklara bırakabilme telaşı yaşadığını belirten usta oyuncu, "Tiyatro kalması koşuluyla vakıflara devredebilirim. Bunun için birkaç holding ile görüşüyorum. Onlar yanaşmıyor; beş koyup 25 almak istiyorlar. Oysa tiyatroya beş koyduktan sonra bir beş daha koyarsın" dedi.

* Kenter Tiyatrosu 45'inci yılını kutluyor. Bu 45 yıl nasıl geçti, zorlandığınız, kapatmak istediğiniz zamanlar oldu mu?
Çok zorlandığımız anlar oldu. Son iki senedir hele, çok zorlandık. Yağmura hepimizin ihtiyacı var ama yağmur yağınca bizim damımız akıyor. Damımızı onaramıyoruz mesela! Bunları acındırmak için söylemiyorum... Yabancı ülkelerde biri tüm kazancını tiyatro binası yaptırmak için yatırsa, bu tiyatronun gençlere kalmasını istese; o daha başka muamele görür. Şimdi bizim tiyatromuzla ilgilenilmiyor... Satacağız belki bu yüzden. Her yıl yapılan devlet desteği hala gelmedi. Geçen sefer bir yıl farkla verdiler neredeyse. Dün konuştum yakın zamanda halledeceklermiş...

* Kenter Tiyatrosu olarak maddi sıkıntı mı çekiyorsunuz?
Çok sıkıntı çekiyoruz. Sanat pahalı iştir, ucuz değildir. Devletin tiyatroları toplu satış olduğunda bir liraya kadar oynayabiliyor. Bu olmaz! Birin cisi çok büyük haksız rekabet var. İngiltere'de bir bilete 50-60 Pound, Amerika'da 130 Dolar ödeniyor. Sanat ucuz birşey değildir. "Seyircinin ayağı alışsın" deniyor ama seyircinin ayağı ucuz tiyatroya alışıyor.

DEVLET ADAMLARI GELİRDİ

* Sizin tiyatronuzda da 'bir bilet alana üç oyun' uygulaması var...
Evet, Mehmet Birkiye'nin yurtdışında görüp yararlı bulduğu ve bize uyarladığı bir şey. Bir bilet alan üç oyun görebiliyor. Bu bir deneme... Yararlı olur mu bilemeyiz. Biz geçmişte de çok zorlandık. Bu tiyatro yapılırken inşaat yarım kaldı, paramız bitti. İşadamlarına koltuk sattık. Üç sene boyunca her gün iki oyun oynadık. Ama o zaman televizyon yoktu, seyirci tiyatroya geliyordu.

* Şimdi niye gelmiyorlar?
Şimdi gelmemesinin birçok nedeni var. Eskiden devlet adamları Devlet Tiyatrosu'nu, Devlet Konservatuvarı'nı açtıkları zaman çok özendirici oldular. Cumhurbaşkanları, Başbakanlar geldi, oyunlarımızı izledi. Sanatçılarla sohbet ettiler, basın geldi, halk özendi, ilgi duymaya başladı. Ama sonra devlet adamları politize oldu; hayatları politika oldu. İsmet İnönü, Celal Bayar gelirdi, kulise bizimle sohbet ederlerdi, beraber yemek yerdik. Bu işe itibar sağladılar. Şimdi yok öyle bir şey. En son Ahmet Necdet Sezer ve tabii Süleyman Demirel oyunlarımızı izlerdi. İsmet Sezgin hep gelirdi ama beş yıldır bu gruptan bir kişi gelmedi.

* Devlet desteği diyorsunuz ama verilen çok büyük bir para da değil!
Öyle ama o bile verilmiyor. Ona bile ihtiyacımız var. Bir piyesin dekorunu kurtarıyor. Bir dekor o kadar pahalı iş ki şimdi. Bunları gerçekten bir acındırma amacıyla söylemiyorum; sanata verilen değer açısından önemsiyorum. Ben buradan zengin olmak istemiyorum. Ben bu binayı satsam, biri gelir alır. Büyütür, üstüne de kat çıkar. Her şey yapar...

* Kenter Tiyatrosu da alışveriş merkezi olur belki!
Her şey olur ama alışveriş merkezinden geçilmiyor ki. Ne çok hoşlanıyormuşuz, ne meraklıymışız.

HOLDİNGLERLE FLÖRTTEYİM


* Kenter Tiyatrosu, 45'inci yılını kutlarken. sanırım bir yandan da geleceğinin ne olacağını tartışıyor. Satılıp alışveriş merkezi mi olacak, bu haliyle devam mı edecek...
Tiyatro olarak devam etmesi, bizden sonra da sürmesi için çeşitli çabalarımız var. Vakıflara devretme konusunu da görüşüyoruz. Geçen yıl bir grupla flört ettim. Şimdi başka bir grupla flört ediyorum. Vakıf alsın ben ona razıyım. Ama tiyatro olarak yürütme kaydıyla! Ona da kimse razı değil. Tiyatro idaresi çok zor iş, onun için pek istemiyorlar. İşadamı beş koydu mu 25 almak istiyor. Tiyatroda ise durum farklı. Beş veriyorsun, beş de üstüne koyman gerekiyor. Devletle de, holdinglerle de konuşuyorum.
Haberin fotoğrafları