Gül ile Erdoğan ilişkisinin şifreleri

Kayseri Hilton'un 11'inci katındayız. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kaldığı "dairenin" kabul salonunda.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Ahmet Sever de var.
"Efendim size uzun bir soru soracağız" diyoruz.
"Ne konuda" diye tebessüm ediyor.
Sayın Başbakan'la ilgili bir soru.
Bu defa yüzüne bir "merak ifadesi" yayılıyor.

SADAKAT
TBMM'nin geçen yasama döneminde bir gün, Başbakan Erdoğan AK Parti grup toplantısında kürsüye çıkmış, uzun konuşması sırasında "Abdullah Gül ile ilişkisinden de" bahsetmişti.
"Kardeşim" diyerek ona "muhabbetini" sergilemişti.
Ve bir ara şöyle demişti:
- Aramızda öyle bir bağ var ki... Onun bana sadakatinden zerrece şüphe edemem, o da benim ona sadakatimden zerrece şüphe edemez.

TERAZİ
Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan "2 arkadaş" mı?
Arkadaşlığın ötesinde "2 dost" mu?
"Kardeş" mi?
Karşılıklı "sevgi, saygı, sadakat" ilişkileri hangi terazide tartılabilir?

SPEKÜLASYON
Ayrıca "milletin ağzı torba değil ki büzesiniz." Yine "ayrıca" medya hür, parlamento hür.
İnsanlar da "acaba Gül ile Erdoğan'ın arası bugün mü açılacak yarın mı" diye düşünmekte özgür.
Bu konuda pek çok spekülasyonun yapıldığı" dünya âlemin malumu.
Hatta "o ondan rol çalıyor... Yok öteki diğerinden" gibi sözler, yorumlar da söyleniyor, yazılıyor.

UZUN SORU
Evet "konu ayrıntılı."
Soru "uzunun da ötesi."
Cumhurbaşkanı'na gelince...
Dinlemekte sabırlı mı sabırlı.
Ve şimdi söz sırası Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'de:

SÖZ GÜL'DE
Size tabii gerçekçi yanıt vereceğim ve merak ettiğiniz her şeyi bütün samimiyetimle anlatacağım.
Sayın Başbakan benim eski, çok eski bir arkadaşım.
Öğrencilik yıllarımıza kadar dayanır.
1970'li yılların başından bu yana çok iyi bir arkadaşlığımız var.

BÜYÜK TEŞEBBÜS
Sayın Recep Tayyip Erdoğan'la dostluk ve arkadaşlığımız siyasi hayatlarımızda da devam etti.
O İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı idi.
Ben de Kayseri Milletvekili'ydim.
Sonrasını biliyorsunuz.
Beraberce büyük bir teşebbüste bulunduk.

YOL AYRIMI
Abdullah Gül'ün sözünü ettiği "büyük teşebbüs", Erbakan Hoca'nın partisinin kapatılmasından sonraki "yol ayrımı."
Siyasi hareketin "gelenekçiler" ve "yenilikçiler" diye bölünmesi.
Erdoğan ile Gül'ün "yenilikçilerin başını çekmesi."
Ve AK Parti'nin doğuşu. Bu "açıklamaya" nokta koyalım, Cumhurbaşkanı'nı dinlemeye devam edelim:

DEĞER FAKTÖRÜ
AK Parti 2002'de tek başına iktidara geldi.
58'inci ve 59'uncu hükümetlerde karşılıklı saygı ve sevgiye dayanan ilişkimizi sürdürdük.
Tabii ki bir ilişkinin bu kadar uzun zaman, sağlıklı ve sağlam şekilde sürebilmesi için, birbirimizin değerini bilmemiz gerekirdi. Biz birbirimizin değerini çok iyi bildik.
Hep böyle çalıştık.

SEFERBERLİK
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini biliyorsunuz. Doğrusu, aday olsaydı, hepimiz arkasındaydık.
O kendi arzusuyla tercih etmedi. Bugünkü ilişkimiz de yine karşılıklı saygı içinde. İkimiz de sorumluluklarımızı bilerek, Türkiye'nin çıkarları için bütün enerjimizi seferber etmiş bulunuyoruz.

PARTİLERÜSTÜ
Sayın Başbakan da, hükümetteki arkadaşlarım da, kurucusu olduğum parti ile artık bağımın bulunmadığını biliyorlar.
Parti politikasıyla ilgimin kalmadığının bilinci içindeler.
Bu hususa dikkat ediyorlar. Ben de, bütün samimiyetimle ifade ediyorum ki, partilere eşit mesafedeyim. Hepimiz Türkiye'nin menfaatleri için var gücümüzle çalışıyoruz.