kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Ocak 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Betûl Mardin

Betûl Mardin'in muhafazakâr babası!

-Başörtüsü dindarlığın en önemli göstergesi midir?
- Hiç değil!

- Neden din, muhafazakârlık, iktidar ya da inanç tartışmalarını kadının başörtüsü üzerinden yürütüyoruz Türkiye'de o zaman?
- Göründüğü için...

- Bu kadar basit mi?
- Evet, bu kadar basit, sadece göründüğü için! Bu tartışmayı yaratanlar başını örtenler değil; başörtüsünü siyasal simge diye tanımlayanlar... Üniversitelerde çeşitli yönetmelikler, bunların iptal edilmesi, yeni yönetmeliklerin düzenlenmesi bu süreçte siyasal algıya dönüştü. Ve tabii bütün bunların içinde köyden kente göç, Türkiye'deki okullaşma, muhafazakâr ailelerin talepleri da var. Adıyaman'daki, Ardahan'daki bir aile kızını İstanbul'a okumaya yolladığında kendince kızını korumaya çalışıyor. Yani bütün bu süreçleri görmeden konuşuyoruz. Tartışma, kentli kadının yani modern görünümlü, modern ve çağdaş bir dünyanın gereklerini yerine getiren, sinemaya giden, kültürel faaliyetlere katılan, üniversite bitiren, meslek sahibi olan, birey kimliğini koruyan kadının başörtüsünde ortaya çıkıyor...

- Kadın, gelenek ve dindarlık ile modernlik arasında kalmıyor mu?
- Tabii, aslında burada dindar kadınların iki taraflı mücadeleleri var. Geleneksel kesim de çok memnun değil kadınların bu kadar özgürlük talepleri olmasından, dindar kadının bu kadar özgürlükçü olmasından, 'Kendi hayatımı kendim belirlerim, kendi hedeflerimi kendim koyarım, kendime göre bir hayat tarzı kurarım,' diyenden... Çünkü gelenekçi kesimin tanımladığı bir kadın modeli var, o kadın modeline ilişkin beklentiler ve bir hayat var.

- Dindar erkeklerin kadınların modern hayata katılmasını savunması takiyye mi o zaman?
- Sadece İslamcı değil, İslamcı olmayan erkekler için de benzer bir tablo var. Mesela Betûl Mardin'in ailesi Türkiye'deki modernleşmenin öncüsü ailelerden. Amcası büyük bir hukukçu ve Lüküs Hayat opereti de o aile için yazılmış. Betûl Hanım'ın kız okulu dışında bir okula gitmesi söz konusu oluyor, babası 'Hayır gidemezsin' diyor. 'Niye?' diye soruyor, 'Çünkü bir erkeğin ayağı senin yanında duramaz,' diyor. Betûl Mardin üniversiteye gidememiştir mesela. Bu kadar modern bir adam, 'Kızım bir erkekle yan yana oturamaz,' diyebiliyor. Böyle bir muhafazakârlık algısı var. Ama onlar da hayatın içinde değişimler geçiriyorlar, takiyye olduğunu çok düşünmüyorum.