kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Aralık 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Robert Johnson, eşi ve 4 çocuğuyla birlikte 4 yıldır Karadeniz Ereğlisi'nde oturuyor.

Türk dostu aile 11 yılda pes etti

TUTKUN AKBAŞ - HABER MERKEZİ
Karadeniz Ereğlisi'nde tercüme şirketi kuran ABD'li Johnson, bürokrasi ve misyonerlik baskıları yüzünden 11 yıl sonra ülkesine dönmek zorunda kaldı..
11 yıldır Türkiye'de yaşayan Amerikalı dilbilimci Robert Johnson, 2 kez yaptığı Türk vatandaşlığı başvurularının sonuçsuz kalmasından sonra geçtiğimiz hafta da çalışma izni için yaptığı başvuruya ret yanıtı alınca pes etti. "Yıllardır Fazıl Say gibi düşünen insanlarla tanışıp onlara 'Burada kalıp mücadele etmelisiniz' diyordum. Şimdi bizi zorla göç ettiriyorlar" diyen Johnson, bürokratik işlemlerden, misyoner muamelesi görmekten sıkıldığı için ocak ayında ülkesi ABD'ye döneceğini söyledi. Cumhuriyet Yazarı Oral Çalışlar, "Türkiye'yi seven bir Amerikalının başına gelenler" başlıklı dünkü yazısında Amerikalı dilbilimcinin hikayesini yazdı. SABAH'ın eşi ve dört çocuğuyla birlikte 4 yıldır yaşadığı Karadeniz Ereğlisi'nde ulaştığı Johnson, Fazıl Say örneği vererek "Şimdi de bizi zorla göç ettiriyorlar" diye yakındı.

11 YILLIK EMEK
Johnson'ın Türkiye macerası 11 yıl önce başladı. Dilbilim dalında yüksek lisans sahibi olan Johnson Ankara'da ODTÜ'de öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. 2003 yılında çok sevdiği Karadeniz Ereğlisi'ne yerleşme kararı alan ve ODTÜ'deyken tanıştığı Amerikalı arkadaşı William Bergman ile birlikte internet üzerinden tercümanlık yapmak üzere şirket kuran Johnson, 1 yıllık çalışma izni alabildi. Ortağına ise izin verilmedi. Aynı yıl Türk vatandaşlığına da başvuran ve isminin Barış Sağlayan olmasını isteyen Johnson ret yanıtı aldı. İki kere yenilediği çalışma izni de hazirandan bu yana bekletildikten sonra geçtiğimiz hafta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca kesin olarak uzatılmadı. Şirketini kurduktan sonra kendisine 1 yıllık çalışma izni verilirken "deneyelim" dendiğini anlatan Johnson, "O biraz tuhafıma gitmişti. Şirket kuruyorsun 1 sene çalışma izni veriyorlar. Ben denenme amacıyla bu şirketi kurmadım ki" dedi. Son olarak çalışma izninin uzatılmaması konusunda "Tahsil durumundaki değişikliklerden dolayı çalışmaya elverişli değil" dendiğini belirten Johnson, "Bu maddenin bize nasıl hangi şekilde uyduğunu kesinlikle açıklamıyorlar" diye yakındı. KKTC Havayolları, Kavaklıdere Şarapları, Akkor Oteller Grubu, Arkas Holding gibi referansları olduğunu söyleyen Johnson, ortağına çalışma izninin de diplomasında geçen "mühendis" tanımlaması için gereken bir sürü belgeyi sunmadığı gerekçesiyle verilmediğini anlattı. Johnson, istenen bazı belgelerin ABD'deki sisteme uymadığı için alınamadığını anlattı. "Geceyi gündüze katarak başarılı bir işletme yarattık, sonra bir imza ile hepsini yıktılar" diyen Johnson en çok misyoner muamelesi görmekten şikâyetçi oldu. 1.5 yıl önce Zonguldak Emniyet Müdürlüğü'nde bir polis memurunun kendisine "misyoner olduğunuzu bildiğimizi bilmelisin" dediğini iddia eden Johnson, şöyle konuştu:

MİSYONER İDDİASI
"Polis memuru Hıristiyanlığı çok merak ediyorum diye ağzımı yokladı. 'Hıristiyanlık ilgimi çekmiyor. Bu konuda sana bilgi veremem' dedim. O bana 'sizin misyoner olduğunuzu bildiğimizi bilmelisiniz' dedi. İnanca sahip olmak beni misyoner yapmaz, suç da sayılmaz. Kendileri de biliyorlar aslında." Türkiye'de yaşadığı sürece vergisini kuruşu kuruşuna ödediğini kaydeden Johnson, "Şimdi de bizi zorla göç ettiriyorlar. ABD'ye gidip yine Türk müşterilerimle çalışacağım. Ancak vergimi Türkiye'ye değil ABD'ye ödeyeceğim" dedi.