kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Kasım 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Her şeyden önce Hrant'a borcumuzu ödemeliyiz

28.10.2007
-Türkiye zor günler geçiriyor. Sağduyuya, şairlerimize, yazarlarımıza ihtiyacımız var. Ama bir sessizlik var o cephede, neden?
- Çok büyük bir dağılmışlık var, ümitsizlik var, muhalefet dalgası arkadan gelen kuşak tarafından yeterince beslenemedi. Ben yaşamın hiçbir döneminde bu kadar ümitsiz olmamıştım! Kimse çok mazur göstermeye çalışmasın, bu zorlukta herkesin çok fazla payı var. Bu kadar kışkırtılmış bir toplumdan sağduyu beklenemez. Aslında sözünü ettiğiniz aydınlar ve sanatçıların gücünün yetmediğini hissediyorum.

- Entelektüel vicdan kalmadı galiba?
- Çünkü bir kısmı kafayı sıyırdı bunların, bir kısmı zaten günün, dönemin eğrilerine göre solcuydu, aydındı, iktidar tutkunları vardı, başka yere geçtiler... Bir dönemin mizahçılarının çoğu yeni sağın temsilcisi... Mesela adam aslında faşist ama kendi bile bunun farkında değil!

- Neden sağduyulu insan çıkmıyor, sadece düşmanlık saçanlar konuşuyor?
- Türkiye üç tane ciddi askeri darbe geçirmiş, gerçek savaş terbiyesinden geçmemiş bir toplum. Temel yapısı yasaklama, saklama, gizleme, örtme üstüne kurulu. İçinde olduğumuz çağ ise kabuğunu zorluyor. Türkiye bu sancılı süreçte toplumu eğitmek yerine toplumu sürekli yatıştırdı, topluma sürekli yalan söyledi. Dediğinizi anlıyorum; bir kahraman ihtiyacı var ama meseleler kahraman ihtiyacıyla değil, toplumun kendi dinamikleriyle çözülecek. Yani entelektüel vicdanı önemsiyorum ama genel anlamda bu kadar vicdanını kaybetmiş bir toplumdan farklı bir şey bekleyemeyiz.

- Sizce biz vicdanını kaybetmiş bir toplum muyuz?
- Evet, öyleyiz. Ayrıca ciddi anlamda bilgisi olmayan, eğitimi olmayan ama önyargılı olan, ama şiddeti olan ama hıncı olan bir toplumuz. Bu anlamda başka bir yerden konuşmak lazım. Şu anda Türkiye'nin en çok ihtiyacı olan şey, ciddi anlamda örgütlenmiş bir sivil itiraz platformudur. Muhalefet zemini oluşturacak bir platform. Açıkçası Hrant'a borcumuz var! Hrant'a olan borcunu ödeyemezsen başka bir noktaya geçemezsin, 301 ile hiçbir şey yapamazsın.

- Sessizliğin nedeni 301 korkusu mu?
- 301 sadece bir maddenin adı değil, bir sosyolojinin adıdır artık. E haksızlar mı? Sen Türkiye'yi bir korku toplumu haline getirmişsin. Herkesin kendine Müslüman olduğu, herkesin demokrasiyi kendine istediği bir toplum... Herkesin her şeyi yanlış ve yalan bildiği bir toplum...

- 'Sen kendini korumazsan başkası seni korumuyor' diye mi düşünüyorsunuz?
- Korumuyor tabii! Ağzından çıkan her söz başka bağlamda değerlendiriliyor bir kere. Konuştuğumuz şeylerin eşiği çok alçak. Az konuşuyorsam bu konuda bir şey bilmediğimden, bir şey hissetmediğimden değil; buradan çıkan bir tartışmanın seni çektiği yer bir daha çıkamayacağın bir bataklık.

- Yani 301?
- Evet!

- 'Hâlâ bir ayağım eski meydanlarda, sol yumruğum havada' diyorsunuz ama...
- Ama bunlar yazılarımla ve sanatımla ilgili şeyler; ben aktivist değilim. Şunu söyleyebilirim; Türkiye'nin son 30 yılı üzerine çok fazla malzeme biriktirdim. Bütün bu süreci cisimleştirecek bazı güçlü, kalıcı kitaplar düşünüyorum; asıl barutumu ve cephanemi galiba sanata saklıyorum.