kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Kasım 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Rahmi Saltuk, "Ses ve fizik olarak Türkiye’nin en iyi beş sanatçısından biriyim," diyor.

Rahmi Saltuk: Kevin Costner'ın rahatlığı beni rahatsız etti

KAYA GENÇ
Rahmi Saltuk, 70'li yıllarda söylediği şarkılarla Türkiye'nin en çok önemsenen solcu sanatçılarından biriydi. 6 Kasım'da Babylon'da bir konser verecek olan Saltuk, Kevin Costner'ın Abdullah Gül'le elleri cebinde bir vaziyette konuşmasından duyduğu rahatsızlığı, albümünü ve politikayı anlattı..
- Dosttan Dosta isimli albümünüzü çıkardınız, Babylon'da da bir konser vereceksiniz. Bu yıl hareketli geçiyor anlaşılan.
- Albüm çıktı mı çıkmadı mı belli değil aslında! Toplama bir albüm bu ve talihsiz bir döneme denk geldi çıkışı. Benim böyle bir şanssızlığım vardır zaten, tam "Bu albüm patlayacak," derken hiç ummadığım bir olay olur. Albüm çıktıktan 15 gün sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi kilitlendi, seçim kararı, anayasa değişikliği... Biz de bari bunun üstünü örtelim, ölmesin dedik.

- Siz Cumhuriyet mitinglerinde de sahneye çıktınız.
- Evet, bir tanesinde, mayıs ayındaki Samsun mitinginde çıkıp şarkımı söyledim. Bakın ben bu ülkenin vatandaşıyım ve politik görüşlerimi de her yerde anlatırım. Cumhurbaşkanlığı konusu mesela. Kevin Costner diye üçüncü sınıf bir Hollywood oyuncusu geliyor, eli cebinde Cumhurbaşkanımızın elini sıkıyor, bu beni çok rahatsız etti.

- Amerikalılar böyle rahat oluyorlar ama.
- Tamam rahat olsunlar da bu adam önemli bir müzisyen değil, devlet adamı değil... Beşinci sınıf bir aktör. Kurtlarla Dans'la tesadüfen Oscar almış, yaptığı her film batan bir adam bu. Bir Robert de Niro, bir Steve McQueen, Marlon Brando değil ki bu. Ali Saydam gazetede yazmış, "Ben utandım bu olanlardan," diyor, ben de aynı şekilde düşünüyorum, ama Ali Saydam'a da şunu söylemek isterim. Ben Türkiye'nin önemli bir sanatçısıyım... Ses olarak, fizik olarak Türkiye'deki en iyi sanatçılar arasında ilk beşe girerim, bunu da açık açık söylüyorum. Peki Ali Saydam, sen beni mi programına çıkarırsın televizyonda, yoksa Kevin Costner'ı mı? (gülüyor) Benim çok yakın arkadaşlarım Kültür Bakanlığı yaptı ama ben Kültür Bakanlığı'nın protokol listesine hiç girmedim. Sayayım: İsmail Cem'le 70'li yıllarda tanıştım, o günlerde ondan çok daha ünlüyüm. Ercan Karakaş'ı Almanya'dan tanırım. Fikri Sağlar öğrenciyken hayrandı bana. Ertuğrul Günay sınıf arkadaşım. Ertuğrul'un, ilk görüşmesi gereken adamlardan biri benim. Sanayi Bakanı olsa, Ticaret Bakanı olsa niye benimle konuşsun derim, ama Kültür Bakanı olunca benimle görüşecek. Niye görüşmüyor? Sence neden?

- Solcu olduğunuz için mi?
- Kanallarımız ayrı olduğu için. Ve solcu olduğum için. O solcu değil.

- Çetin Altan, Yaşar Kemal gibi Türkiye İşçi Partisi'nde ve gösterilerde birlikte hareket ettiğiniz pek çok isim bugün Avrupa Birliği'ni destekliyor, daha liberal bir duruş sergiliyor. Ama siz devrimci söyleminizi sürdürüyorsunuz.
- Yanlış anlaşılma olmasın, ben de Avrupa Birliği'ni destekliyorum! Beni rahatsız eden, Cumhurbaşkanlığı olayıdır, 301'inci maddedir; fikir özgürlüğü, düşünceyi açıklama ve örgütlenme özgürlüğüyle ilgili bizim hükümet kıvırdıkça ben buna sinirlenirim. Bizim bürokratlar elde ettikleri ayrıcalıkları kaybetmemek için ortalığı ayağa kaldırıyorlar, ben gelişmelere kesinlikle onlar gibi bakmıyorum. Avrupa Birliği'nin dayatması olmadan bu reformları yapalım, Avrupa'nın haksızlıkları olmadan yapalım diyorum yalnızca. Şunu da söyleyeyim: Yapılan askeri darbeler, Türkiye'de sol politika yapacak kişilerin üzerinden silindir gibi geçti. Eğer sol kesimin üzerinden böyle buldozer gibi geçmeselerdi, bence Erdoğan başbakan olamazdı, çünkü çok değerli insanların hayatları askeri darbeler sırasında kaydı.