kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Kasım 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

'Evimi basan polis hayranımmış'

İLİŞKİLİ HABERLER
'Evimi basan polis hayranımmış'
- Kendinizi demokrat olarak mı, Kemalist olarak mı, yoksa sosyalist olarak mı tanımlıyorsunuz?
- Sosyalist olarak! Ben sosyalizme inanmış bir insanım, ben bunu sürdürmek zorundayım. Birlikte mücadele etmiş olduğum arkadaşlarıma ihanet edemem. Deniz Gezmiş'e, sosyalist dostlarıma ihanet edemem. Böyle hissediyorum ve hep de böyle hissedeceğim. Çünkü biz birbirimize söz verdik. Açık seçik olarak oturup "Haydi kan kardeşi olalım," diye konuşmadık, ama aramızda bir düşünce birliği vardı. Biz bu toplumun vicdanı olmaya karar verdik dostlarımla. Sosyalizmle tanıştığımda 15 yaşındaydım. Amcamın oğlu Hüseyin Saltuk (kendisi Kalan Müzik'in sahibi Hasan Saltuk'un da amcasıdır) askeri hâkimdi ve solcuydu. Ben 15 yaşımdayken o yüzbaşıydı... Aileden solcuyum ben. Sosyalizmle tanışmadan önce Hazreti Ali Cenkleri'ni okuyordum, Göktürk'leri okuyordum, nasıl Çinlilerin mezalimine karşı savaşmışlar, bunlara meraklıydım. Çocukken insan böyle kahramanlık hikâyelerine ilgi duyar. Ama bilinç arttıkça kahramanlar da ayrışır, bütün kahramanlara inanmayı bırakırsınız.

- Albümünüz 12 Mart darbesinden sonrasıyla 12 Eylül öncesi dönemin şarkılarını kapsıyor. Bu dönemin bir bölümünde siz Avrupa'daydınız. Aranıyor muydunuz burada, nasıl gittiniz?
- Pasaportum hâlâ duruyor, atmadım. 18 Aralık günü Türkiye'den çıkmış, Frankfurt'a inmişim. Orada bir turne oldu, bizdeki DİSK'in Alman karşılığı olan Alman Sendikalar Birliği düzenliyordu. 40 ayrı konser verdim bu turnede. Nisan sonuna kadar devam etti konserler, Çekoslovakya sınırındaki bir kasabada son konserimi verdim. Bir elimde saz, bir elimde bavulum, son konserden sonra yolda bir başıma kaldım. Türkiye'de aranmıyordum, ama benim kaldığım yerlere askerler gidip beni sormuşlar. O zamanlar 27 Mayıs tatildi, biliyorsunuz, bu vesileyle uzun bir resmi tatil oldu. Atladık Antalya'ya gittik. Behice Boran'ların, TİP üyelerinin başına gelenleri de ilk orada öğrendik, üzüntüden mahvolduk. Sonra döndük geldik, Yukarıayrancı'da, Meclis duvarını dik kesen bir sokakta bir apartmanda, en üst katta oturuyorduk. Bir geldik, yangın yeri olmuş evimiz! Bütün kitaplar, bütün plaklar yerde, her şey ortalığa saçılmış. Kapıcıya "Ne oldu?" diye sorduk ve öğrendik ki evi basmışlar. Aramışlar taramışlar... Ama kapıcı anlatırken şu ilginç detayı da ekledi: Basan görevlilerden biri, aramalar yapılırken benim Pir Sultan Abdal plağımı koymuş, dinlemiş ve kapıcının kulağına "Ben Alevi'yim, gittim Saltuk'u izledim, çok güzel söylüyor adam!" demiş.