kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 31 Ekim 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
NAZLI ILICAK

Netameli bir konu

İLK başlarda, bir kişi, bir televizyon kuruluşunda % 20'den fazla hisseye sahip olamazdı; 2002 yılında, Ecevit Hükûmeti döneminde , hisse oranı, izlenme oranına çevrildi ve "bir kişinin sahip olduğu kanalların toplam izlenme oranı % 20'yi geçemez" şeklinde bir düzenleme yapıldı. Anayasa Mahkemesi, izlenme oranı sınırlamasını yeterli görmedi; tekelleşmeye yol açar diye iptâl etti; Meclis'e de yeni yasa yapma görevini verdi. Ama Meclis hiçbir adım atmadı. Hükûmet, Star TV'nin satışı sırasında, biraz hareketlendi; yabancıların tek başına televizyon kanalı sahipliğinin önünü açmak istedi; ama o kanun Cumhurbaşkanı Sezer'e takılınca, konu rafa kaldırıldı. Şu anda yabancıların hissesinin % 25'i aşması yasak.
Konuyla ilgili bakan Mehmet Aydın'a çağrıda bulunuyorum: "Lütfen RTÜK yasasını yeniden düzenleyin."
Bir kere RTÜK, kanallar üzerinde çaktırmadan "sansür" uyguluyor. Cezalarda zaman aşımı olmadığı için "aba altından sopa gösteren", lisans iptâli tehdidiyle gözdağı veren bir hali var.
Ayrıca uyulması gereken yayın ilkeleri fevkâlade esnek. "Gözünün üstünde kaşın var" bahanesiyle, her an ağır bir ceza ile karşılaşabilirsiniz.
Acilen yapılması gereken:
1) Cezalar, her yıl zaman aşımına girmeli,
2) Yabancılar hilei şeriyeye zorlanmamalı; % 25 sınırı kaldırılmalı. Rekabeti arttırmak üzere, yabancı şirketlerin de, -Türk şirketlerine uygulanan kurallara bağlı kalarak- kanal sahipliğinin önü açılmalı.
3) Bir özel veya tüzel kişi, kaç kanalın birden sahibi olabilir veyahut bir kanaldaki hissesi hangi oranda tutulmalıdır gibi, soruları cevaplandıran bir kanuni düzenleme hemen yapılmalı.
4) Bir televizyon kanalında % 10'dan fazla hisseye sahip olanlara kamu ihale yasağı yeniden getirilmeli.
5) "Türkiye Cumhuriyeti devletinin varlık ve bağımsızlığına, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına" aykırı yayın yapılırsa, ya da, halk, "sınıf, ırk, dil, din, mezhep ve bölge farkı gözeterek kin ve düşmanlığa" tahrik edilirse, uyarıya gerek kalmadan yayın bir ay durduruluyor ve ardından lisans iptâline sıra geliyor. İstismar edilebilecek bu hüküm, daha demokratik bir içerik kazanmalı.
Bir zamanlar, RTÜK'le yatıp, RTÜK'le kalkıyorduk. Hatta, parti genel başkanları, milletvekillerinin oylarını denetim altında tutmak için Parlamento'da sabahlamayı göze almışlardı. Bütün mücadele unutuldu gitti.
Yoksa AK Parti, "netameli bir konu" diye uzak durmaya mı çalışıyor?