kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Ekim 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Ebru Gündeş yeni aşkını anlattı

EBRU Gündeş ile Kıbrıs Kaya Artemis'te verdiği bayram konserinin ardından uzun uzun sohbet etme olanağı buldum. Hemen belirtmeliyim ki; Bülent Ersoy'un söylediği "Petek Dinçöz assolisttir, Ebru sadece solisttir" sözünün Ebru ile ilgili bölümüne asla katılmıyorum. Çünkü "yerinde" ve "gözlerimle" inceleme olanağı buldum. Sonuç: Ebru Gündeş assolisttir! Nedenini hemen anlatayım: Assolistliğin temel ölçütlerinden biri, çalıştığı mekanı doldurmaktır. Ebru, bayramda gece kulübünü değil, koca bir oteli doldurdu. Kıyafetini, Artemis'in ruhuna uygun seçecek kadar işini ciddiye aldı. Allah vergisi sesinin yanına dansıyla, jestleriyle "teatral bir gösteri" de ekledi. Seyirciyi öyle bir avucunun içine aldı ki, adeta açık hava tiyatrosunda 1200 Ebru birden hançerelerini yırtarcasına şarkı söyledi. Bülent Hanım'ın sık sık altını çizdiği o "efe" tavırları büyük bir zarafet içinde sahneye taşıdı. Ayhan Şenyaylar ile beraber saz heyetini çaktırmadan yönetirken, onları sık sık onurlandırmaktan da geri durmadı. Eh, buna assolist denmez de ne denir? Ben Popstar Alaturka'cıların yerinde olsam, bu konserin görüntülerini solist adaylarına "ders" olarak izletirdim! Konser sonrasında Ebru Gündeş ile konuştum. Bu dost sohbetinde geçenlerin hepsini bu köşeye taşımak niyetinde değilim. Çünkü Osmantan Erkır ile Ebru Gündeş'in aşklarını medya önünde yaşamamak için gösterdikleri büyük çabaya saygı duyuyorum. Ne yazık ki, artık ülkemizde ünlü insanların gönüllerince aşklarını yaşamalarına izin verilmiyor. Onların dünyasında mahalle baskısının yerini "medya baskısı" almış durumda. Sürekli bir "yakalanma" korkusuyla burunlarını dışarı çıkartamıyorlar. Ebru da bundan son derece rahatsız. Diyor ki; "Bizim dünyamızda flört edip, karşınızdaki insanı tanıma imkanınız yok. Çünkü medya buna izin vermiyor. Bu nedenle hemen sırılsıklam aşık olmanız lâzım. Yani bir nevi deneme-yanılma yöntemi. Başka şansınız yok..." Ebru'ya "Şov dünyasında mutlu beraberlik yaşayan çok az çift var. Bundan kaygı duymuyor musunuz?" diye soruyorum. Belli ki en "hassas" yerine dokunmuşum: Anlatıyor: "Duymaz mıyım? İkimizin de işi çok zor. Bir kere ben Osmantan'ı çok daha yükseklerde bir yerde görüyorum. Yani eğitimiyle, kariyeriyle, donanımıyla çok daha iyilerine lâyık. Ama ben de çok ünlü bir sanatçıyım. Benimle birlikte olmak da kolay değil. Geçmişimde pek çok yaşanmışlık var. Osmantan'ın bunları kabullenmesi, benim yoğun çalışma tempoma anlayış göstermesi gerekiyor. Benim de onun seviyesine yükselmem lâzım... Yani anlayacağınız, bunlar hiç de kolay değil. Ama birbirimizi çok seviyoruz. Bu da her sorunun üstesinden gelebilmenin garantisidir." Geri kalanını yazmaya elim varmıyor. Çünkü "özellerine" duyduğum saygı, bunu yapmamı engelliyor. Merak edenler için bir tek şunu söyleyebilirim: Aşk itirafı Osmantan Erkır'dan gelmiş!.. Şu bizim mahcup, çekingen Osmantan'dan... Aşk nelere kadir, görüyor musunuz?