kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 7 Ekim 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Tesettüre giren muhabirimiz Nişantaşı kafelerinde oturdu.

Fatih'te yalnız kadına ev yok

Bedia Ceylan GÜZELCE / HABER MERKEZİ
İLİŞKİLİ HABERLER
Fatih'te yalnız kadına ev yok
Türbanlı kadın laik mahallelerde daha rahat
Arkeolog olduğum için, daha önce kazılar sırasında güneşten korunma amaçlı başımı bağlamışlığım vardı ama mezarlık veya dini birkaç töreni saymazsak, hiç başörtüsü takmamış, türbanla pek de yakın temas kurmamıştım. Türban takanların yaşadıkları iddia edilen zorluklardan nasibimi alacağımı, hatta belki de olumsuz davranışlara maruz kalacağımı, bütün bir gün boyunca bulunacağım yerlerdeki insanlarla aramda soğuk bir savaş yaşanacağına hazırlamıştım kendimi. Oysa hiç de öyle olmadı. İlk olarak Etiler'de bir emlak ofisine giriyorum. Emlak ofisinde duran iki kadından biri, masanın arkasından kalkıyor "Hoş geldiniz" diyor. Öğrenci olduğumdan ve ev aradığımdan bahsettiğimde ellerinde bulunan seçenekleri sayıyor ve özellikle bir tanesinin bana daha uygun olacağını söylüyor. Söylediğine göre ev sahibi 1500 YTL kira istiyor ama ben daha pazarlık etmeden bu fiyat 1200 YTL'ye iniyor. Emlakçı kadın, sorun olmayacağını, gerekirse ev sahibi ile kendisinin konuşacağını söylüyor. Başımın kapalı olmasının bir sorun yaratıp yaratmayacağını sorduğumda ise, "Neden sorun olsun, ev sahibi de sizin gibi iyi, temiz bir aile," diyor. Biraz düşünmek istediğimi söyleyerek uzaklaşıyorum.

Tarikat toplantısı yok!
Ev aramakta ısrarlıyken girdiğim ikinci emlakçıda ise beni genç bir erkek karşılıyor. Elini uzatıp da tokalaşma girişiminde bulunmuyor. "Buyrun, oturun lütfen," dedikten sonra niyetli olduğumu düşünerek, "Nezaketen bir şey içer misiniz diye soruyorum," diyor. Oysa ben oruç tuttuğumu söylememiştim. Teşekkür ederek ve önce onunla sonra da emlak ofisinin sahibi Ahmet Bey'le kiralık evler hakkında bilgi alıyorum. Uygun seçeneklerden biri için ev sahibinin başımın kapalı olmasına tepki duyup duymayacağını sorduğumda, "Daha önce başınıza böyle bir şey geldi mi ki," sorusu ile karşılaşıyorum. Ardından da, "Kimse başı kapalı diye birine ev vermemezlik etmez buralarda," dedikten sonra merak etmememi söylüyor. Ahmet Bey'in tek kaygısı eve gelecek 'sözde' arkadaşlarımdan yana: "Evde tarikat toplantısı yaparsan ev sahibinden önce beni zor durumda bırakmış olursun ve önce beni karşında bulursun!" Sırada büyük alışveriş merkezlerinden Kanyon'da gezinti var. İstanbul'un en lüks ve pahalı dükkânlarının bulunduğu alışveriş merkezinde tam da öğle saatinde yürüyorum. Etrafıma bakıyor fakat kimsenin beni dikkatle incelediğini ya da herhangi bir göz hapsine aldığını hissetmiyorum. Buranın spor merkezinde ise durum biraz farklı. Yetkili kadın müdür, ilk defa böyle bir durumla karşılaştıklarını söylerken hem mahcup, hem de elini kolunu nereye koyacağını bilemiyor. Bana kendimi çok hassasmışım ya da çok kırılganmışım gibi hissettiriyorlar. Erkekler ellerini uzatmıyor, dikkatli bakmıyor ve fazla soru sormuyorlar. Ama kadınlar, özellikle de genç ve gelir düzeyi daha üst seviyedeki kadınlar gördüğüm kadarıyla türbanlı biriyle fazlaca temas içinde olmadıklarından nasıl davranacaklarını kestiremiyorlar. Ama bir çözüm bulunacağını, istersem diğer insanlarla birlikte, istersem özel bir program ile burada spor yapabileceğimi belirtiyorlar.

'Dikkat çekmedim'
Son olarak Nişantaşı'nda en işlek kafelerden birine gidip oturuyorum. Kahvemi söyledim ve gelmesini bekliyorum. Kimse dönüp bakmıyor, kimse buralara türbanla bir daha gelinmemesi sinyallerini vermiyor.
Haberin fotoğrafları