kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Eylül 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
66 yaşındaki İdil Biret'in önümüzdeki yıl tüm piyano eserlerini içeren 18 CD'lik bir çalışması piyasaya çıkacak.

İdil Biret'in hobileri kahve falı ve bulmaca

BELGİN ÇOBAN
İdil Biret bana kahve falı baktı. Evet dünyaca ünlü İdil Biret'ten söz ediyorum ve evet vallahi de billahi de bana kahve falı baktı! Onu en son Can Yayınları'ndan çıkan kitabın kapağında görmüştüm. Fransa'da dünyanın en prestijli yayınevi Buchet Chastel'in yayımladığı 'Dünya Sahnelerinde Bir Türk Piyanisti İdil Biret' adlı; Dominique Xardel'in İdil Biret'le yaptığı nehir söyleşiden oluşan kitabı, Can Yayınları Türkçe'ye çevirmişti. Bizim sanatçımızı bir Fransız'ın yazmasının üzüntüsü, 'hiç olmazsa Türkçe'ye çevrildi' mahzun sevincine dönüşmüştü. Kitapta çocukluk yıllarını, eğitimini Fransa'da sürdürebilmesi için adına çıkarılan 'Harika Çocuklar Yasası'nın TBMM'den geçirilişini, Paris Konservatuvarı'ndaki çalışmalarını ve sayamayacağım kadar başarılı geçen kariyerinin adımlarını anlatıyor İdil Biret. Şimdi kitabın önemini ben söylesem kimse ilgilenmez ama Le Monde'da çıkan şu yazı belki dikkatinizi çeker: "İdil Biret'in kitabındaki tüm hazineler şok edici bir hayranlık uyandırıyor. İdil'in yeteneği üzerine olan bilgiler, düşünüşündeki evrensellik, kişiliğindeki güç, müzik ve etrafını saran dünya üzerine olan konformizmin en azını bile içermeyen vizyonunun gücü... Ve bunun da ötesinde, hocaları, meslektaşları üzerinde anlattıkları, hiçbir düşmanlık içermeyen ya da kendi önemine vurgu yapmayan ya da geçmişte kalmış hesapları halletmeye çalışmayan tutumu... Bu kitap büyüleyici olduğu kadar da özgün olan bir varlığın harika bir portresi ve şaşılası bir güzellikle yazılmış..." Yarısı yurtdışında olmak üzere, yılda ortalama 150 konser veren İdil Biret işte böyle bir sanatçı. İyi de nasıl bir insan? Doğrusu onun 'bir insan' olduğunu öğrenme fırsatını geçen hafta sonu Antalya'daki Phaselis Festivali'nde yakaladım. Neredeyse bir avuç dinleyici karşısına çıkıp Bach ve Mozart'tan üç parça yorumlayan İdil Biret, ne kapris yaptı ne de dinleyici sayısını umursadı.
Ve konserin ardından 31 yıllık eşi Şefik Bey'i lafa tuttum. 69'da tanışmışlar İdil Hanım'la. Zaten uzaktan akraba oldukları için birbirlerini bilirlermiş. 7 sene sonra da tam bir mantık evliliği yapmışlar. Şefik Bey beynelmilel havacıymış. Bir sene önce emekli olmuş. Belçika'da önemli bir kariyer yapmış. İdil Biret de bilindiği üzere oradan oraya konserlerde... İdil Hanım'ın yaptığı en güzel yemeği merak ediyorum, "Çerkez tavuğu" diyor Şefik Bey. Üstünüze afiyet soruyorum; "İdil Hanım 'harika çocuk'tu, peki nasıl bir 'harika kadın'?" Şefik Bey yerinde şöyle bir doğruluyor "Ne demek 'harika kadın' anlamadım!" diyor popüler kültürden uzak ve hafif kaşları çatık... Ve sektirmeden, ciddiyetini de koruyarak şu cümleyi ediyor: O harika bir sanatçı! Doğru... Ama ben de inatçıyım. Tesadüfen Biret'in kahve falı baktığını öğrenince kaçırmadım. Falı bahane edip İdil Biret'le sohbete daldım...

* Sizin evliliğinize dair çok şey bilmiyoruz... Önemli mi bu kadar?

* Değil mi? Benim kendimi anlatmam güç!

* Bir ketumluk mu var? Hiç meraklı değilim doğrusu anlatmaya. Herkesin kendi yaşantısı var.

* Ne yer, ne içersiniz? Kızartma katiyen yemem. Yağlı şeyler yemem senelerden beri. Çok sebze ve meyve yerim.

* Spor yapıyor musunuz? Yüzüyorum.

* Cildiniz çok güzel, özel bir şey kullanıyor musunuz? Danimarkalılar'ın yaptığı bir şey var.

* Krem mi, özel bir karışım mı? Balıktan yapılan bir şey. Hakikaten çok etkili. Ama ismini söylemem.

* Danimarka'da keşfettiniz herhalde? Hayır, okuyarak.

* Çok okur musunuz? Okurum... Bulmaca meraklısıyım, birkaç lisanda yapıyorum.

* Kaç lisanda? Fransızca, Türkçe, İngilizce, zaman zaman Almanca, bazen İtalyanca.

* Okumalar da dahil mi buna? Evet.

* En son ne okudunuz? Şu anda Venedik'le Osmanlı İmparatorluğu arasındaki bağları anlatan çok ilginç bir kitap okuyorum.

* Kimin kitabı? Adını hatırlayamayacağım şimdi... Fransızca bir kitap. 16. asrı anlatan çok iyi yazılmış bir kitap, çok beğendim, çok zevkle okuyorum.

* Tarihe meraklı mısınız? Tarihi de seviyorum, iyi literatürü de seviyorum.

* Bir mükemmeliyetçilik var değil mi sizde? Normal! Güzeli arıyor insan, iyiyi yapmaya çalışıyor, onu yapmak için de birçok şeyi okumaya mecbursunuz.

* Klasik müzik dışında dinlediğiniz bir müzik var mı? Caz, caz, caz...

* Kimi seversiniz? Bill Evans...

* Çok sakin görünüyorsunuz... Kavga gürültünüz yok galiba... Hayır, ondan kaçınırım. Çünkü pozitif şekilde davranmak lazım, negatif şeylerden uzaklaşırım. Çok kötü bir enerji kaybı; kavga ediyorsunuz, sinirleniyorsunuz. Halbuki onu biraz dengeleyip, 'dur bakalım o insan sinirli olabilir' deyip dengeleyeceksiniz.

* Evliliğiniz de denge üzerinde mi? Evet.

* Bu yüzden mi İdil Biret'in adını hep sanatçı yönüyle duyuyoruz... Normal geliyor bana. Herkesin hayatı kendinindir, herkes kendi seçimini yapar. Ben sakin yaşantıyı seviyorum.

* Emeklilik söz konusu mu? Hiçbir zaman.

* Çocuğunuzun olmaması da etken herhalde. Bu bir seçim miydi? Hayır, o şekilde cereyan etti. Konserlerden üstünde durmadık diyelim.

* Pişman mısınız? Katiyetle değilim. Çünkü büyük bir mesuliyet. Benim gibi bir insan, durmadan seyahat eden, doğru bir şekilde meşgul olabilir miydim çocukla emin değilim. Çünkü çocuklarla meşgul olmak için siz ona kendinizi vereceksiniz, zamanınızı ayıracaksınız.
Son söz: İdil Biret "Uyduruyorum" diyor ama iyi kahve falı bakıyor. Hem de müthiş bir postmodern tarzı var! Benim falımda ise aşk yine yok, iş çok!
Haberin fotoğrafları