kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Eylül 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Güney Kore'nin 'özel çocuğu'

Kaya GENÇ
01.09.2007
Dün akşam Bodrum'da bir konser veren 25 yaşındaki çello sanatçısı Han-Na Cheng, belli duyguları küçük yaşta hissedebilen 'özel çocuklar'dan biri olduğunu düşünüyor..
Cuma gecesi Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali'nde bir konser veren Han-Na Cheng, Gürer Aykal'ın yönettiği Borusan Filarmoni Orkestrası'yla seyircilerin karşısına çıktı. Koreli çello sanatçısı Han-Na, henüz 25 yaşında ve son altı yıldır Harvard Üniversitesi'nde felsefe eğitimi alıyor. Cheng, bugüne dek altı albüm çıkardı. Müzisyenlerin yeteneklerinin çok erken yaşta keşfedildiğini ve insanın vücudunun çaldığı enstrümana alışabilmesi için küçük yaşta fiziksel olarak eğitilmesi gerektiğini söyleyen Cheng'e göre, ünlü Alman şair Goethe'nin 19'uncu yüzyılda yazdığı gibi, belli duyguları, o duyguları yaşatan deneyimleri yaşamadan hissedebilen "özel çocuklar" var.
- Aldığınız felsefe eğitimi müziğinize nasıl yansıdı? - Felsefe okumak, düşünen biri olarak beni çok değiştirdi, kendi başıma asla keşfedemeyeceğim yepyeni bir dünyaya soktu beni. Müzik dışı dünyam olarak gördüğüm akademik hayat, bakışımı genişletti, ama beni felsefeye iten asıl şey, müziğin felsefesine bakma ihtiyacı değil, çok daha kişisel bir meraktı.

KLASİK MÜZİK EVRENSEL BİR DİL

- Çok sevdiğinizi bildiğim Glenn Gould kariyerinin bir noktasında konser vermeyi bıraktı ve seyirci önüne çıkmamaya başladı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? - Glenn Gould benim en sevdiğim sanatçılardan biri. Konser vermeyi bıraktı, ama albüm yapmayı sürdürdü ve bu şekilde müziğini insanlarla paylaşmayı sürdürdü. Bana kalırsa, konser vermeyi bırakıp albüm yapmaya yoğunlaşarak onu her zaman dinleyebilecek çok daha büyük bir seyirciye seslenmeyi başardı. Bir piyanist olarak yaptığı seçimlere baktığımda onun tarihin en dürüst sanatçılarından olduğunu düşünüyorum.
- Güney Kore'den geliyorsunuz ve şu anda Türkiye'desiniz. Ama hayatınız asıl olarak Amerika'da geçiyor. Gezdiğiniz yerlere ve kültürlere baktığınızda klasik müziği Batılı bir sanat mı, yoksa evrensel bir sanat olarak mı görüyorsunuz? - Hayır, klasik müziği bir Batı sanatı olarak görmüyorum kesinlikle. Çok genç bir yaştan itibaren çevrem değişik müzik türleriyle doluydu, Kore müziği, Fransız şansonları, klasik müzik, pop müzik, Beatles dinlerdim. Klasik müzik ise kültürel bir mirastır ve dünyanın dört bir yanında Beethoven ya da Shostakovich dinleyen insanlara rastlayabilirsiniz. Müzik bir dildir ve bana kalırsa içinde yaşadığımız küresel çağda, müziği bölgelere ayırıp Doğu ve Batı arasında bölüştürmek doğru değil.