kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Ağustos 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Fazıl Say hangi kapıyı çalsa varoşlarda vermek istediği konserlere destek bulabilir.

Fazıl Say'ı tutan mı var?

MEHMET TEZ
Fazıl Say, hayranı olduğu viyolonselist Pablo Casal gibi yapsa, piyanosunu kamyonete koyup köy köy dolaşsa, fabrikalarda tütün sarsa, balıkçı kasabalarında çay bardağında rakı içip elleriyle hamsi yese, neye ihtiyacı var ki? İlla bir teklik mi..
Fazıl Say varoşlara kültür gitmedi diye dertlendi ve geçen hafta Radikal'e bir yazı yazdı: Adı üzerinde "Varoşlara kültür neden gitmedi?" Varoş diye Polonezköy'ü de katmış işin içine ama olsun biz ne demek istediğini anladık. İstanbul'un ya da herhangi bir şehrin 'merkez'den uzak mahallelerine hem de en kalitelisinden, hem de ücretsiz olarak müzik gitmesine kimin itirazı olabilir ki? "Oraya önce ekmek götürün, sonra Fazıl Say gitsin," diyen popülistlerden değilim. Her şeyin sırayla olmasını beklediğinizde sıranın sonu gelene kadar ömür bitiyor ve hiçbir şey değişmiyor. Bekle bekle nereye kadar? Ayrıca bu ülkede hangimiz neyi sırayla yapıyoruz ki varoşları sıraya sokacağız? "Varoştaki çocuk Çaykovski'den ne anlar?" da demiyorum. İlle seninbenim- onun anladığımızı mı anlaması lazım? Güzel bir ses, bir melodi duymanın hazzını elbette herkes gibi varoş sakinleri içinden de alan, algılayan olur. Fazıl Say diyor ki, "Ben varoşlarda çalmak istiyorum. O insanlara ulaşmak istiyorum." Harika. Devamında da projesinden bahsediyor: "200 okulda toplam 1000 konser." İyi güzel peki sorun nerede? Say projesini hayata geçirmek istiyor. Ama gelin görün ki 1 milyon dolar lazımmış. Ve bu Beyaz Türkler vermiyorlar maalesef. Bu para neredeyse tek bir konserin bütçesiymiş. Getirip getirip kendileri izliyorlarmış, varoşlardan esirgiyorlarmış. Oysa bir konser parasıyla neler olurmuş neler?

BİR GÜZELLİK YAPSANIZ
Benim anlamadığım şu: Fazıl Say varoşlara gitmek istiyor da tutan mı var? Fazıl Say'ın varoşlara gidip gitmemesi denklemi 1 milyon dolara mı bağlı? Aşağısı kurtarmıyor mu? İnsanın "Bir güzellik yapsanız Memedalibey," diyesi geliyor. Say, hayranı olduğu viyolonselist Pablo Casal gibi yapsa, piyanoyu kamyonete koyup köy köy dolaşsa, fabrikalarda tütün sarsa, balıkçı kasabalarında çay bardağında rakı içip elleriyle hamsi yese, tırnaklarının arasında makine yağı, beyaz tuşlara dokunsa, 'Ferrarisi'ni satıp değirmenlere karşı bir yitik bilge olsa, neye ihtiyacı var ki? İlla bir teklik mi lazım? Yazısından öyle bir tablo çıkıyor ki Say'ın, bir yanda 1 milyon dolarlık konserler izleyen bir grup insan, diğer yanda müzik bekleyen geniş kitleler. Beyaz Türkler para vermiyor ve avizeli evlerinde viski içip robdoşambrlarıyla kahkahalar atıyorlar. Yani illa birileri suçlanacak. Birilerinden hesap sorulacak, farklı kesimler karşı karşıya getirilecek. Sen de mi Fazıl Say? Ayrıca sanki her konser 1 milyon dolara mal oluyor gibi bir durum var. Bugün festivallerin bütçesi o kadar. Organizatörler sponsorlardan türlü şirinliklerle aldıkları üç kuruşluk bütçelerle işlerini çeviriyor, yoktan konser var ediyorlar. Ne yapalım, iptal mi edelim hepsini? Ayrıca Fazıl Say bugün Türkiye ve dünyada adı bilinen, sayılan, müziği gibi lafı da dinlenen, her türlü sponsorla doğrudan iletişim kurmaya muktedir bir isim. Ünlü ve kendini çoktan kanıtlamış bir besteci ve yorumcu. Hangi kapıyı çalmış da açılmamış olabilir ki?

BU NE LAHANA TURŞUSU...
Ha, bir de varoşlara klasik müzik çalarak AK Parti'nin oy oranını düşürmek gibi bir denklem var Say'ın kafasında, ki hakikaten bu ne perhiz bu ne lahana turşusu yani. Amaç insanların hayatını güzelleştirmek, ufkunu açmak için müzik götürmek mi, 'AK Parti zararlısı'yla mücadele etmek mi? Fazıl Say'ın varoşları yüksek sanatla adam etme ve AK Parti oylarını düşürme önerisi çok eskilerde kalması gereken demode, işlevsiz ve kusura bakmayın ama gayet de faşizan bir öneri. Fazıl Say gidip müziğini yapmalı tabii gönlünce, bu sadece desteklenir. Ama oraların müziğini dinleyip, o müziğin Pablo Casal çağdaşlaşmasının yolunu da açmalı birileri öte yandan. Kafasındakini dikte etmek yerine karşı tarafı da bir dinlemeli insanlar. Değiştirdiği kadar değişmeli aynı zamanda. Yapmanız gerekeni yapın Sayın Say. Samimiyseniz, bahaneler sizi durdurmamalı.
Haberin fotoğrafları