kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Temmuz 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Korkma, sönmez...

Çok fazla "korku" dan olgun bir toplum ortaya çıkması zor.
Bugüne kadar zor oldu zaten.
Ama çocuk gibi, korkularını sınaya sınaya kiminden sıyrılan ve büyüyen de var; çocuk korkuların izlerini hiç atamayıp daha da büyüklerine koşan ve onlara yapışan da.
Memlekette siyasi gelenek ile siyaseti vesayette tutan "darbe, askeri müdahale töresi", bazen aynı, bazen karşıt korkuları kafamıza vura vura içimize işletmiş olmalı.
"Tarihimiz" i, bir yandan abartılı "kahramanlık, doğruluk, cesaret, güven" genetiği gibi okuyor, bir yandan da yine abartılı "ihanet, tuzak, yalan, zaaf, zayıflık, korkaklık, korku" silsilesi halinde yutuyoruz.
Bu iki yönlü haplar bir yandan ülkeyi, dünyayı, geçmişi (ve geleceği) "anlatmak" açısından basit, değişmez, kolay, sarsıcı, her dönem geçerli formüller, teşhisler, tedaviler sunuyor; diğer yandan, ki asıl önemlisi bu olmalı, fazla bir şey açıklamaya ve anlamaya kafi gelmiyor.
Irk, din, milliyet, etnisite gibi aidiyetlerle kendini aşırı abartmak ile yine bunlar üstünden "öteki kendini" aşağılamak; birlikte, ruh işkencesine dönüşüyor.
Aynı anda çok sevip aynı anda çok nefret ettiğimiz bir memleket var yüreğimizde.
"Taşına, toprağına kurban"; ama bir ötekine karşı şüpheli, endişeli, korku ve nefret dolu, düşman!
Din elden gidip komünizm gelecekti; gitti.
Şimdi şuradakiler irticaı getirebilir...
Berikiler bölecektir...
Şunlar darbe yapacak, onlar savaş çıkaracak.
Her an her yerde bomba patlayabilir ve herkes terörist olabilir.
Ülke derin ihanet içinde olup Batılılar işgal edebilir. Tamam; hiç biri mesnetsiz değildir; tarih, yakın tarih, bugün dahilinde her birine "haklı" gerekçe de bulunabilir.
"Olmadı mı, olamaz mı, yok mu yani" denebilir.
Lakin; bu kronik, esastan "bölücü" korkular ile travmaların üstüne bir de gündelik, hayati "işsizlik, işini kaybetme, işten atılma, bulamama, batma, iflas etme, borca boğulma, borcunu ödeyememe, icraya verilme, haczedilme, banka, mafya, tehdit, alacaklı, aile, eş, baba, koca, hoca, kalma, ekmek parasından dahi yoksun kalma, okul parası verememe, bir sürü sınavda başarısız olma, ürünü satamama, evden çıkma, ilaç bulamama, hasta olma, şifasız kalma, amansız hastalık, aldatılma, kazık yeme, kalleşliğe maruz kalma, kaza yapma, evladını kaybetme, sığınacak yeri olmama, dayak, şiddet, eziyet" gibi kuşku, endişe, kabus ve hakikatleri ekleyin.
Bu vücuttan nasıl bir "sağlam kafa" çıkabileceği şüphelidir; çünkü, zaten kafa bir yandan vücudu çürütmektedir.
Oysa bu ülkenin onca acı, sıkıntı ve kabusu yanında iyi bir hali de var:
Yıkan depremlerin, çökerten krizlerin, yakan şiddetlerin ardından, hatta onların içindeyken dahi, garip bir refleksle umut merdiveninin tırabzanına tutunuverir.
Umut bazen çok yakınından, bazen hiç beklenmedik bir vesileyle, uzak görünenden bitiverir.
Yeni parlamento, sandık tecellisiyle, halkı temsil bakımından (olabildiğince) yüksek orana ulaştı.
Bu sayede, sadece iktidarın "kendin pişir kendin ye" siyle değil; her şeye rağmen CHP, MHP, DTP'lilerin, bağımsızların katkısıyla, belki kıyasıya tartışmayla, ama korku ve kini önce orada yenerek "Büyük Umut Meclisi" olabilir.
Bunu yapabilirlerse, belki çok sorun yine çözümsüz, çok endişe haklı veya baki kalacak; ama aklın, ruhun gergin telleri gevşeyip daha akıllı muhakeme, daha haklı mücadele, yerli yerinde cesaret ile sağlam vicdana yol verecektir.
Yeri gelmişken not: "1969'dan beri ilk kez bir sosyalist mazbata aldı" diyerek Meclis yolculuğuna başlayan Ufuk Uras , madem ki "enternasyonal üyesi" sol veya sosyalist zannedilenleri, kendini biraz öyle sunanları asla saymamaktadır; etnik önceliklerin, doğal kimliklerin gölgesini değil, "sosyalist sesler"in nefesini Meclis'e taşıyabilir.
Grup, lider, teşkilat çizgisinde az çok bildik hatlarda hareket edecek öteki milletvekillerine göre, onun üstünde daha çeşitli, epey ağır ve dıştan, içten çok hırpalanmış, zayıf düşmüş kadim bir mirasın, soluk görünse de binbir renkli sorumluluğu var.