kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Temmuz 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Şahsi beyan

Elleriniz dert görmesin. Oylarınız hayırlara vesile olsun. Ne seçmeye çalışıyorsanız huzur içinde seçin.
Doğduğunuz andan itibaren hayatınızın ne kadarını seçebildiğinizi, seçtiğinizi sandıklarınızın aslında sizi nasıl belirlemiş, sürüklemiş olduğunu, envai çeşit seçiminizin ne denli hayal kırıklıklarıyla dolu olduğunu, seçmek istediğiniz nice yolun, ortamın, işin, eşin, dişin ise erişilmez kaldığını filan da düşünün.
Şükredin.
Hiç olmazsa, sandığa ne atıyorsanız, o.
Diyeceğim pek bir şey yok.
Zaten her köşede, ruhunu bildiğimiz nice arkadaşın yaptığı seçimler ve geçmişe dair en ufak özeleştiri taşımayan "hep haklı" telkinleri ile derin kaypaklıkları arasında dilim çoktan tutuldu.
Belki şunu diyebilirim:
Hani, liberaldir, demokrattır, cumhuriyetçidir, sosyal demokrattır, milliyetçidir, ulusalcıdır, muhafazakardır, solcudur, bağımsızdır, halkçıdır, adaletçidir, ezilenden yanadır filan diye oylar atacaksınız ya...
Bırakın başkalarının ne olup olmadığını...
Bizzat "sizinkiler" in hakikaten o sandığınız şey olup olmadığını azıcık düşünün.
Liberalin esasta ne kadar liberal; Gladio kucağında beslenmişin ne kadar milliyetçi;
Ahlaki pusulası şaşmış dünyalık düşkününün ne kadar muhafazakar ;
Despot dayatmacılar arkasında saf tutup önünde eğilenlerin ne kadar demokrat ;
Liberallere yapışanların ne kadar solcu ;
Talimat almaktan ve boyun eğmekten sıkılmayanların ne kadar bağımsız ;
ABD'li şahinlerle İsrail oyuncağı olmuşların ne kadar ulusalcı ;
Demokrasiye ihanet edenin nasıl bir sosyal demokrat ;
İmtiyaz ve zümre kurumlarına yaslananın nasıl cumhuriyetçi ;
Kayırmacı cemaatçinin nasıl adaletçi, eşitlikçi, liberal ve demokrat;
Hep alttakini, altındakini hor görüp ezenin, hakkını vermeyenin nasıl ezilenden yana; Vatandaşını, halkını kafadan bölenin nasıl bir bölünmez bütünlükçü olduğunu filan düşünün.
Belki de zaten aslında öyle olmadıkları, öyleymiş gibi yaptıkları, bu riyakar kifayetsizlik kafi geldiği için oy verilmektedir.
O zaman hiç düşünmeyin.
Kendinizi kendinize dert etmeyin!
Bana gelince;
Oyumun Türkiye'nin kaderi üstünde bir kıymeti yok.
Ne iktidarı belirler, ne muhalefeti. Açıklayarak ne yamanacağım bir kapı, ne yaslanacağım bir duvar, ne yaltaklanacağım bir zümre, kurum, lider, patron, ne takdirini beklediğim bir telefon ya da fon, ne sürükleyeceğim veya içinde sürükleneceğim coşmuş kitleler, ne de atacağım bir hava ile her seçimde kıvırtarak uyacağım yeni bir arazi var.
Oyum vicdanımdan gelecek ve sadece vicdanıma iyi gelecek.
Aslında çoğunluğun nice acısının, çok umudunun, pek çok hakiki ortaklığının tam içinden geçtiği halde, otoyollarda, meydanlarda yukarıdakilere koşturup duran kalabalıkların pek uğramadığı tenha, daracık, uzun bir yolda yürümeye devam edecek.
O yüzden, daha yeni yeniden başlamıştık ama;
Sözüm şimdilik bittiği, belki daha fazlası içime sinmediği için, seçim sonrasına kadar hoşça kalın.
Umarım yerlere kapaklanıp kalmaz Türkiye .
Umarım kapaklanıp kalmayız hiçbirimiz!