kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Temmuz 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Restoranda pizzalar odun fırınında pişiriliyor.

Adını şarap tanrıçasından alan Ortaköylü restoran

DENİZ ERBİL
Ortaköy'deki Meditrina, adını eski Romalıların şarap, sağlık ve uzun ömür tanrıçasından alıyor. Ancak, yemekleri ve manzarasıyla oldukça beğenilen Meditrina'nın, adına yakışır bir yerli şarap mönüsü yok..
İLİŞKİLİ HABERLER
Adını şarap tanrıçasından alan Ortaköylü restoran
İstanbul'da günün neredeyse her saatinde cıvıl cıvıl insan kaynayan belli başlı cadde ve meydanlar arasında Ortaköy Meydanı'nın ilginç bir geçmişi var. Bundan 20 yıl önce kimse buradaki eski evlere yüz vermiyordu. Rahmetli Çelik Gülersoy'un bazı işadamı ve gazeteci dostlarına bu semti kurtarmaları için ev almalarını rica etmesiyle, kısa sürede dünya cenneti bu meydana rağbet başladı. Ortaköy Meydanı ve meydana açılan dar sokaklar düşük ve orta gelirli kesime hizmet veren mekânlarla doldu. Biraz ötede Esma Sultan Yalısı'nın şık düğünlere ev sahipliği yapması, geçen yıl beş yıldızlı Raddison Oteli'nin burada hizmete girmesi düzeyi yukarı çekmeye yetmedi. Ama bu ucuz semt imajına meydan okuyan İstanbul Jazz Center, Banyan Restoran ve Meditrina var.

ORTAKÖY'DE MANZARA VE SÜKUNET
Daha önce Jazz Center ve Banyan'ı ziyaret etmiş, tanıtmıştım. Ününü duyduğum Meditrina'ya gitmeyi ise epeydir planlıyordum. Nihayet geçtiğimiz hafta sonu, Meditrina'nın yolunu tuttum. Meditrina, eski Romalıların şarap, sağlık ve uzun ömür tanrıçasının adıymış. Batılı dillerde Akdeniz'e verilen Mediterrane adının da isim anasıymış. Her yıl ekim ayında bu tanrıçanın onuruna şenlikler düzenlenir, eski ve yeni rekolte şaraplar birbirine karıştırılıp içilirmiş. Tanrıçanın adıyla anılan restoranda pencere kenarında bir masaya oturtulduk. Burada az önceki kalabalıktan, gürültü patırtıdan eser yok. Ortaköy Camisi, arkasında disko renklerine bürünmüş Boğaziçi Köprüsü ve karşıda Boğaz'ın Anadolu sahilleri gerçek bir huzur atmosferi sunuyor. Dar ve uzun bir mekân burası. Ancak üç yandaki pencereler açıldığında, terasının olmamasının dezavantajı hissedilmiyor. Mutfağı Salvatore Bruni adlı Sicilyalı bir şefin yönettiğini öğreniyoruz. Genç şef restoranın akşam mönüsünün dışında pazar günleri için bir brunch mönüsü ve ayrıca bir öğlen mönüsü hazırlamış. Brunch'da zengin açık büfeden seçilen yiyeceklere ek olarak, pizzalar, çeşitli yumurta, pancake sıcak sıcak hazırlanıp servis ediliyor. Hepsi fiyata dahil. Ayrıca bir alakart mönü de düşünülmüş. Öğlen mönüsü ise akşamkinin özeti gibi. Başlangıçlar, makarna ve rizottolar ile et ya da balıklar olarak üç gruptan ikisi içinden tercih yapanlar 30, üçünden de birer yemek seçenler 40 lira ödüyor. Meşrubat, çay ya da kahve dahil. Akşam mönüsü de başlangıçlar, salatalar, çorbalar, hamur işleri ve rizottolar, et ve balık yemekleri, pizzalar olarak bölümlenmiş. Biz dört peynirli pizza ısmarladık. Gerçekten çok başarılıydı. Et yemeklerinden de, yanında taze baharatlı patates tart, ızgara mevsim sebzeleri ve kırmızı şarap çektirmesiyle servis edilen kalın bir dilim bonfile; hamur işlerinden de ıspanak ve ricotta peyniri doldurulmuş, adaçayı ve tereyağı soslu ev yapımı ravioli söyledik. Bonfile tam istendiği gibi pişirilmişti. Garnitürler ve sosu da çok lezzetliydi. Ravioli de İstanbul'da pek az yerde bulunabilecek kadar başarılıydı. Bütün hamur işleri şef tarafından yapılıyor ve hazır makarna kullanılmıyormuş. Meditrina'nın şarap mönüsüne özenildiği de belli oluyor. Ancak yerli şaraplar sadece Kavaklıdere'nin ürünlerinden seçilmiş. İnsan böyle bir restoranda yerli şarap çeşitlerinin daha fazla olmasını arzu ediyor doğrusu. Buna karşılık yabancı şaraplar İtalyan, Fransız, İspanyol ve Yeni Dünya başlıkları altında yer almış. Şarapların marka ve fiyatlarının yanı sıra üretildikleri bölgeler de mönüde belirtilmiş. Özellikle İtalyan ve Yeni Dünya şarap çeşitleri oldukça zengin. Şarap mönüsünde Porto ve şampanyaların yanı sıra Kavaklıdere'nin 1994'ten itibaren yıllanmış mahzen şaraplarına da yer verilmiş. Şarap fiyatları ise benzer restoranlarla kıyaslandığında epey makul düzeyde tutulmuş. Tatlı mönüsü, tiramisu, panna cotta, sıcak çikolatalı kek, parfe ve dondurmadan ibaret. Ancak dondurması gerçekten çok kaliteli. İtalya'dan ithal ediliyormuş. Sonuçta çok memnun ayrıldık Meditrina'dan. Özellikle yaz akşamlarında iyi bir yemek için tercih edilebilecek hoş bir İtalyan restoranı burası.
Haberin fotoğrafları