kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Temmuz 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Cumartesi SABAH 
ALİ POYRAZOĞLU

Seçmen yemini

Ben yarın işe başlıyorum. İş başa düştü de ondan... İşi olsun olmasın, herkesin, artık bu 'asıl işi'yle ilgilenmesinin zamanı geldi. Yarın oy verecek herkes, bu iş için yasalarca görevlendirildi. Seçildiler. Seçim bitti. Seçmenler belli oldu. Ülkeyi geleceğe taşıyacak seçmenler ekibi listelendi. Bu ekip oy vererek, bütün yurt genelinde yapılan bir törenle, şenlikle, sorumluluklarının bilincinde olarak göreve geliyor. Ülkemize ve dünyaya hayırlı, uğurlu olsun. Ülkeyi aydınlık yarınlara taşıyacak ekipten biri olarak ben de yarın sabah büyük bir heyecanla kalkıp bayramlık elbisemi giyip, kravatımı takacağım, çünkü yarın bayram: Yurttaşın ülkenin geleceğine karar verme bayramı... Tıraşımı olup, kendime çeki düşen vereceğim. Ülkeye çeki düzen vermeye karar vermiş olan insanın önce işe kendinden başlaması gerekmez mi? Eh, o zaman oyunu kurallarına göre oynayalım. Madem seçildim. Madem görevden kaçmıyorum. O zaman iş başına... Politikacılar seçildikleri zaman kürsüye çıkıp yemin etmiyor mu? Ediyor. Ben de seçildim. Oy pusulasıyla mührü alıp odaya girdiğim an, benim de görevim resmileşiyor. "Evet," mührünü bastığım pusulayı içine koyduğum zarfı sandığa attığım an, politikacıların yemin ettiği anla eşdeğerde, eşanlamlı... Ben de ülkemin kendisi ve dünyayla barışık mutlu bir yaşam sürmesi için elimden geleni yapmaya kararlıyım. Adıma bu işleri takip etmesi için oyumu verdiğim partidekileri görevlendiriyorum. O zaman oy vererek göreve başlayanların da seçmenlerin de tıpkı milletvekilleri gibi namus ve şeref sözü vermeleri gerekiyor. Demeliyiz ki: "Beni etki altına almaya çalışan politikacıların seçim kampanyalarını büyük bir dikkatle izledim. Geçmişlerine, çalışmalarına baktım. Modern, çağdaş, uygar, eşitlikçi bir yaşamdan yana olup olmadıklarını araştırdım. Yalnızca liderlerine değil, ekiplerine de dikkatle baktım. Programlarını inceledim. Seçeceklerimin benim adıma iktidar oldukları takdirde aynı çatı altında, farklı yaşam modellerinin tümüne saygılı olmaları konusundaki kararlılığımı sürdüreceğim. Ülkemin bağımsız, bölünmez, farklılıklara saygılı, çağdaş, laik cumhuriyetinin koruyucuları olacaklarına kefilim. Ülkemin maddi ve doğal kaynaklarını yağmalatmayacaklarına, devleti yeniden yapılandıracakları konusunda verilen sözlere güveniyorum. Kendilerine oy verenlerin değil, vermeyenlerin de haklarını en iyi biçimde koruyacaklarına; yurtta ve dünyada barış için bütün güçleriyle çalışacaklarına kefilim. Siyasilerin geçmişten gelen ya da yeni edindikleri bir sürü hataları olduğunu biliyorum. Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacaklarını, toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden faydalanması ülküsünden ve anayasaya sadakatten ayrılmayacaklarını garanti ediyorum. İşimin, oyumu verdikten sonra başladığını biliyorum. Oyumun takipçisi olarak, siyasileri ve icraatlarını sürekli denetleyeceğim. Sivil toplum kuruluşlarında görev alıp, bu denetlemenin etkin bir biçimde yürütülmesi için çalışacağım. Onları sürekli izleyerek yardımcı olacağım onlara. Bu yardıma ihtiyaçları olduğunu biliyorum. Herkesi dinledim; şimdi soğukkanlılıkla, oyumu, aklımın ve vicdanımın süzgecinden bir kez daha geçirip atıyorum. Sözlerimi tutacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim." Evet, ben bu yemini edip oyumu atacağım sandığa... Görev sizin; iş başa düştü. Ülkenin geleceğini şekillendirme göreviniz hayırlı olsun. Ancak siz sözünüzü tutarsanız, başkalarının da sözlerini tutmalarını sağlayabilirsiniz. Yurttaşın ülkenin geleceğine karar verme bayramınız kutlu olsun.