Çarşambanın gelişi...

Sevgili dostum ve turizm konusundaki görüşlerini önemsediğim Özer Saraçoğlu partilerin seçim beyannamelerinde turizme dair yazılanları derlemiş.
Bir sürü cek-cak cümlesi, bir sürü sorun tespiti, bir sürü vaat...
Hukuki düzenleme, sektör çalışanlarının sosyal hakları ve bunun gibi bir sürü satırı okudum ama aradıklarıma yanıt bulamadım.
Mesela Türkiye'yi kendi ülkelerinden ucuz olduğu için yaşlı Almanların tatil köyü olmaktan nasıl kurtaracağımıza dair kimse bir şey demiyor.
Ya da zengin turisti kaçıran ve en güzel kıyıları Avrupa'nın çapulcu takımına bıraktıran "Her şey dahil" sisteminin alternatiflerine dair bir öngörü yok.
Yıllardır "İnanç turizmi başta olmak üzere yeni dallar geliştirelim, deniz ve kum satmayalım" diyoruz.
Deniz ve kumu doğru düzgün satamazken kim diğer dalları geliştirecek?
İşin ne kadar ciddiye alındığını anlamak için daha basit bir örneğimiz var.
Turizm sektörü kuruluşlarından pek çok kişi milletvekili aday adayı oldu ama aday gösterilen olmadı.
Başka söze gerek var mı?