kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Haziran 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
BALÇİÇEK PAMİR

Sinirimden tuvalette ağladım

Ünlü bir işkadını ile röportaj yapıyorduk. Laf döndü dolaştı, iş dünyasında kadın olmanın zorluklarına geldi.
Karşımda sert yüz ifadesiyle oturan kadın bir anda açıldı. Erkek dünyasının kurallarından nefret ettiğini, zaman zaman ayak uydurmakta zorlandığını, bazen toplantıların ortasında erkek meslektaşlarına "Çok sıkıcısınız, üstelik söyledikleriniz de beş para etmez" demek istediğinden bahsetti. Hatta dedi ki "Bir gün sinirimden tuvalete gidip ağladım. Göz yaşlarımı görüp 'Kadın işte!' demesinler diye."
Daha başka şeyler de anlattı. Ünlü işadamlarının komik davranışlarından bahsetti.
İnanılmaz etkilenmiştim. İş dünyasında sözü geçen bir kadın olarak yaptığı açıklamalar öylesine kadıncaydı ki! Röportajdan bir gün sonra basın danışmanı aradı. Yüreğim birden hoplayıverdi, acaba ne istiyorlardı? Ünlü kadının erkek danışmanı şöyle dedi "Biz, eğer siz de uygun görürseniz, hanımefendinin kadın olmakla ilgili söylediklerinin yayınlanmamasını rica ediyoruz. Hanımefendi dün akşam düşündü ve sözlerinin yanlış anlaşılacağını fark etti!"
Karşımda bu sefer ünlü bir kadın siyasetçi vardı. Özenle taranmış saçlarına, inci kolyesine ve tayyörüne bakarken "Acaba içinde ne fırtınalar kopuyor" diye düşünmeden edemedim. Bir ara "Acaba Meclis'te arkanızdan seksist espriler yapıldığını hiç düşündünüz mü" diye sordum. Durdu, elini "Hem de ne çok!" diye salladı. Şaşkınlığımı görünce başına gelenleri komik bir dille anlatmaya başladı.
Bir gün kendisine sinirlenen bir milletvekili "Herhalde muayyen gününüzdesiniz" diye saldırmış. Bir başka gün eski bir siyasetçinin, "Çok üzerine gitmeyin ağlar mağlar" esprisiyle karşılaşmış.
Öylesine güzel anılar vardı ki... Ayrılırken kolumu tutup ekledi. "Meclis kulisinde bazı vekillere kahve falı bakıp, 'Üç vakte kadar bakanlık var' demeyi istiyorum. Bunu duyan herhangi bir erkek vekilin, kendisini orada hayal etmemesi mümkün değil. Sonra kendimi durduruyorum tabii!" Eğlenceli değil mi?
Röportajdan bir gün sonra aradı. "Şu kadınlık işlerini yazmasak? Röportajın değeri düşüyor. O söylediklerim öne çıkacağı için siyaset hakkında düşündüklerimin pek bir önemi kalmayacak! Sonra topa tutarlar beni. Oysa ben ağır gözükmeye çalışıyorum." Fazla uzatmadan "Olur" dedim. Kapatırken ekledi. "Bu arada fotoğraflarda yüzümdeki sivilce iri çıktıysa onu bilgisayarda halletmek mümkün mü?"
Erkek dünyasının ağır gözükmeye çalışan kadınları. Oysa bilmiyorlar ki ne kadar kadın gözükseler o kadar farklı olacaklar!
(Devam edeceğiz)