kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
  |  Benim şehrim | 24 Nisan 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
ŞENGÜL BALIKSIRTI

Yaşamdan dersler çıkarmak...

Eğer siz kendinize bir şey yapmıyorsanız, kimse size bir şey yapamaz... Bu sözü hemen her gün kullanıyorum. Çünkü hayatındaki her türlü olumsuzluğun suçunu karşı tarafta arayan insanlardan çok sıkıldım. İşinde mutsuz olan suçu birilerine atıyor. Evinde mutsuz olan, suçu eşinde ya da üçüncü bir kişide arıyor. Yani herkes gözlerini karşı tarafa dikmiş durumda. O zaman ne yapmalı? Tabii ki değişmeli... Tamam kolay değil, çocukluktan itibaren bize öğretilen şeylerden vazgeçmek. Ama bir türlü memnun olmadığımız hayatlarla yaşayıp gitmek de hiç kolay değil. Kuantum Düşünce Tekniği'nin Türkiye'deki uygulayıcılarından R. Şanal Günseli, kitabında "Olaylar başımıza gelen değil, yaptığımız şeylerdir" diyor: "Bu açıdan bakıldığında her olay bir mesaj niteliği taşır. Her mesaj da bizi bize tanıtan bir enformasyon akışından başka bir şey değildir. Olaylarla seçimlerimiz arasındaki ilişkiyi takip edebildiğimizde, her türlü sonucun, aslında bizim tarafımızdan yaratılmış bir seçime ve bir karara bağlı olduğunu görebiliriz." Şimdi bu düşünceden yola çıkarak magazin dünyasındaki olayları değerlendirelim... Son günlerde merakla Hüsnü- Nazire Şenlendirici ve Deniz Seki üçgeninde yaşanan olayları izledik. Merakımız giderek tırmandı çünkü bir kişi konuştuktan sonra bir diğeri hamle yapıyordu. Yani konuşuyorlardı. Kimse onları zorlamıyordu ama onlar konuşuyordu. Sonuç? Sonuç üçüne de mutsuzluk olarak geri döndü. Ve üçünde de magazin basınına karşı suçlayıcı bir tavır vardı. Yani "Bizden ne istiyorsunuz?" tavrı... İşte benim altını çizmek istediğim de bu tavır; mutsuzluğun kaynağını başkalarında arama tavrı... Nazire Hanım, Deniz Seki'ye öfkelendi, eşi de Nazire Hanım'a... Deniz Seki, kendisinin de içinde olduğu bir tv programında bu konuyla ilgili konuştu. Olay da dallanıp budaklandı. Nazire Hanım sonunda "Evimizin içinde kalması gereken olayları konuştuğum için eşimden özür dilerim" açıklaması yaptı. Yani en başta yapması gereken şeyi en sonunda söyledi. Değdi mi peki bu kadar öfkeye, bu kadar hırpalanmaya? Şimdi yine başa dönersek; bu olaylar onların başına gelmedi. Olayları bizzat onlar oluşturdu. Yani Deniz Seki'nin üzülmesinin kaynağı ya da bu denli konuşulması, yargılanması; kendinin üzüleceğini bile bile bu aşkı yaşamaya cesaret etmesidir aslında... Hüsnü Şenlendirici'nin öfkelenmesinin nedeni de, hayatını düzenlemeden başka bir düzene geçmeye çalışmasıdır.