kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Elvan Demirkan @ SABAH
 

Hayatı değiştiren dönüm noktası

Hayata bakış şeklimizi bir anda değiştiren şeyler genellikle kötü olaylardır. Gecenin yarısında gelen bir telefon, kazalar, işini veya sevdiğiniz birisini kaybetmek ya da doktordan alınan haberin şoku... Bizleri gerçekten mutlu eden iyi şeyler ise zamanla gelir; yeni şeyler öğrenmek, kötü bir alışkanlığı değiştirmek, tatmin edici ilişkiler veya çocukları yetiştirmek... Bu yüzden hayatımızda sabır ve kararlılığın önemi çok büyük. Ancak yoğun stres ve güvensizliğimizle baş edebilmek için seçtiğimiz yollar, üzerimizde daha çok baskı yaratabiliyor. Hız, rekabet ve ilerleme saplantılı düşünce şeklimizle, 'meşhurlar' ve 'diğer insanlar' takıntılı kültürümüzle, pek çoğumuzun hayatı, haset ve başkası olma arzusu ile heves kıran, kendine güveninizi sarsan bir tecrübe olmaktan ileriye gitmiyor. Şöyle bir frene basıp ara verecek, izleyecek, hissedecek, vücudumuzun verdiği sinyalleri dinleyecek ortamı yakalayamıyoruz; ta ki yaşamdan ağır bir darbe alana kadar... Geçen hafta SABAH gazetesinde okuduğum kanser serisinin üzerine şunu söyleyim ki, Amerika'da da bu hafta en çok konuşulan hastalık kanser. Aynı hafta içinde, Demokrat Parti başkan adaylarından John Edwards'un eşi Elizabeth Edwards'ın meme kanserinin, Beyaz Saray sözcüsü Tony Snow'un da bağırsak kanserinin daha ağır olarak tekrarladığını açıkladılar. Her iki tarafın da verdiği mesaj; politikanın önemli olduğu. Ama bu hayatta politikadan çok daha önemli şeyler de olduğu üzerine...

KANSERLE HAYATA

İşim dolayısıyla çok sayıda kanser hastasına ders veriyorum ve bu acımasız hastalığa yakalanan hemen herkesin hayata bakış şekillerinin de nasıl değiştiğini görüyorum. O ilk haberin şokunu atlattıktan sonra hayatlarında gerçekten neyin önemli olduğunun netliği ortaya çıkıyor; sevginin önemi... Sadece başkalarına değil, kendilerine karşı da sağlıklı bir dozda duyulan şefkatin önemi! Hayatlarında en ufak problemlere karşı bile gösteremedikleri kararlılık, sabır ve sakinlik bir anda ön plana çıkıyor. Uyanış başlıyor. Kabul edilmek için sınırsızca çaba harcamak yerine, önce kendi ruhlarını beslemeyi öğreniyorlar; 'Şimdi zamanımın değerini anlıyorum. Çünkü bu zamanı şimdi kullanmazsam ne zaman kullanacağım, kendimi şimdi iyi hissetmezsem ne zaman hissedeceğim' İşte bunları öğreniyorlar ve daha anlamlı bir hayata uyanıyorlar. Kanser gibi acımasız bir hastalığın ne zaman, nerede ve kimi yakalayacağı belli değil. Hastalığı ilk öğrendiğinizde durumu herkesle paylaşıyor, gücünüzü etraftan toplamaya çalışıyorsunuz. Ama sonuçta siz yalnızsınız. Sonuçta o hastalıkla yüz yüze gelecek olan, bulunduğunuz durumu kabul edecek ve savaşacak olan sizsiniz. O durumda sizin kendiniz için yapabileceğinizi, kimse sizin için yapamaz. İşte bu insana çok büyük bir iç güç veriyor. Çünkü ilk defa problemlerden kaçarak yaşamak yerine, içinde bulunduğunuz pasif rolden çıkıyorsunuz. Problemin üstüne gitmeniz, yüzleşmeniz, bedeninizle, varlığınızla barışmanız, edindiğiniz tecrübenin sizi değiştirmesine izin vermeniz, alıştığınız kabuktan çıkabilmeniz, kendinize ve çevrenize şefkat duymaya başlamanız.... Bu olağanüstü değişime iç gücünüzü keşfetmenin rahatlığı diyebiliriz.

İYİLEŞMEYİ BENİMSE!

Bu hastalığa yakalananlar; her ne kadar tüm bu tavır değişikliğinin kanserin tedavisinde etkisi olacağını ümit etseler de, tümörün küçüleceğinin veya daha uzun yaşayacaklarının garantisi olmadığının da bilincindeler. Ancak yine de bu tavrı, yani iyileşmeyi seçiyorlar. Çünkü ne olursa olsun hayatın geri kalanını olabildiğince dolu, paylaşarak yaşamak istiyorlar. İyileşme süreci, kişiden kişiye değişen çok özel bir tecrübe. Hasta veya sağlıklı, hepimizin şartlarımızı benimseyişi ve yüzleşme şeklimiz birbirimizden çok farklı. Tedavi olmak, iyileşmek anlamına gelmiyor. İyileşmek bir teknik değil, bir benimseme şekli, varlığımızı her şeyi ile kabul edebilmek. Bir yıl önce çok yakın bir arkadaşıma beyin tümörü teşhisi konuldu, çok şükür bu sene tümörün büyümediğini gördüklerinde söylediği şey, iyileşmeyi tanımlayan çok etkileyici bir örnek: "Geçen yıl hayatımızı altüst ettiğine inandığımız tümöre, bu yıl değişmedi diye dua ediyoruz..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 'Neden yalnızım?' diye soranlara   / 25-03-2007
 Star potansiyeli!   / 18-03-2007
 Kadınlar neden mutsuz olur?   / 11-03-2007
 Mutluluk için zenginlik şart mı?   / 04-03-2007
 İnsandaki en büyük seks organını açıklıyorum!   / 24-02-2007
 Hayatın sırrını keşfettiniz mi?   / 17-02-2007
 Aşk mı yoksa kontrol hırsı mı?   / 10-02-2007
 Romantik ilişki ile spiritüel ilişkinin farkı   / 03-02-2007
 Hem çocuk hem kariyer yapılır mı?   / 27-01-2007
 Sağlıklı seks ve kilo için bilmediklerimiz   / 20-01-2007
ELVAN DEMİRKAN
Hayatı değiştiren dönüm noktası
Hayata bakış şeklimizi...
AYŞE TÜTER
Mısır unlu poğaça
Mısır ununu ve unu karıştırın. Yağ,...
Türk Erkekleri 'burun' farkıyla ABD'lileri solladı
Türk Erkekleri 'burun' farkıyla ABD'lileri solladı
Etnik özelliklerinden dolayı Türk erkeklerinin Amerikalı erkeklere...
'Nike Pazar' koşuları sürüyor!
'Nike Pazar' koşuları sürüyor!
Nike tarafından düzenlenen, herkesi sağlık ve eğlence için koşmaya...
Yönetmenliği kendi kendime öğrendim!
Yönetmenliği kendi kendime öğrendim!
Almanya doğumlu Türk yönetmen Mennan Yapıcıoğlu GÜNAYDIN'a konuştu:...
Bakımsız erkeğe tahammülü yok
Bakımsız erkeğe tahammülü yok
Türkiye'nin en iyi kadın vokallerinden biri olarak tanınan Işın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.