|
|
Demek töre işi tutuyor diye başlıyor herkes!
* Bir iş tutunca çorap söküğü gibi arkası da geliyor. 'Asmalı Konak'la ağa dizileri patlamıştı, 'Sıla'dan sonra da töre dizileri... Şöyle temel bir fark var; bu işe başlarken bana 'Doğu işleri artık tutmaz, iki tane de manken oyuncu var, çok zor' dediler. Ben bir riski göze alarak başladım. Tutacak, tutmayacak bilmiyordum ki! Ama ben bir şey söylemek istiyordum, öyle başladım. Bundan sonraki projeler, 'Demek ki töre işi tutuyormuş' diye minimal de olsa bir garantiyle başlıyor.
* Töre dizilerinin patlaması iyi mi, kötü mü? Hikayeyi
nasıl anlattığınız önemli. Yanlış olursa tabii ki tepki oluşmaya başlar.
* Urfa'da bir dizinin setinin basılmasına ne diyorsunuz? Diziyi, sinema filmi keskinliğinde yapamazsınız çünkü çocuklarınızın odasına kadar giriyor. O kadar keskin söyleme gerek de yok ayrıca.
* 'O bölgede yaşamayan, orayı, o bölgenin adetlerini bilmeyenler töre dizisi çekiyor. Ne kadar gerçekçi olabilir ki' diyen de var... Yok öyle bir şey! Sıla aslında İstanbullu bir kadının gözü, yani 'bizlerin başına gelirse ne olur'u anlatıyor. Benim danışmanım da Mehmet Faraç; Urfalı, töre konusunda uzman. Yani her Doğu filmi çeken Doğulu, Karadeniz filmi çeken Karadenizli mi olacak? Bu ayrımcılık neden?
|