kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Atilla Dorsay @ SABAH
SMS:
4122-AD MESAJ
 

Dindar olmanın dayanılmaz zorluğu

İstanbul'un Fatih, Çarşamba, Sultanbeyli gibi semtlerinde gözlerimizden ırak yaşayıp zaman zaman medyaya yansıyan dinsel cemaatlerden bir kesit. 'Dini bütün' insanların Vakit gazetesi okuyup camideki şeyhin tarikatinde İslam'a tümüyle uygun bir hayat yaşama çabası. Zikir törenleri, vecd sahneleri, 'efendi hazretleri'ni bir tür modern zaman peygamberi gibi saygıyla dinleyen saf insanlar... Ve içlerinden biri, kendi halinde, 'öylece yaşayıp giden' bir sıradan adam, Muharrem Efendi. Öylesine içe dönük, sessizsedasız, saygılı ve ürkek ki şeyhin itimadını kazanıyor ve tarikatin '43 daire, 35 dükkân ve bilmem kaç arsa'dan oluşan malı-mülkünün yönetimine getiriliyor. Dükkân dükkaân dolaşacak, kiraları toplayıp kontratları yenileyecek, tamirat isteklerini karşılayacak... Ve karşılığında, bizzat 'efendi hazretleri'nden gelen mükafatlar. İşini iyi yaptığı için verilen bir saat, bir cep telefonu, şoförüyle birlikte tahsis edilen bir özel araba, şık kıyafetler... Böylece Muharrem Efendi tam bir dönüşüm yaşıyor: Hem kılığı kıyafeti değişmiş, şıklaşmış ve 'çağdaşlaşmıştır', hem de hayatında ilk kez paranın farkına varmış, onun önce varlığını, sonra gücünün ve iktidarının büyüsünü hissetmiştir. İlk kez karşılaştığı 'dünya nimetleri' onun kişiliğini de bozacak mıdır? Önceleri tüm dürüstlüğünü ve inancını koruyan, içki içilen bir mekândaki kirayı feshetmeye, buna karşılık maddi sıkıntı içindeki bir diğerinden kira almamaya kalkışan Muharrem Efendi, sonra şeytana teslim mi olacaktır? Zaten filmin bir yerinde dediği gibi "Şeytan her zaman vardır, hatta o bizzat kendimizden başkası değildir ki..." Bunca yükü kaldıramayan ve bunca soruya yanıt bulamayan Muharrem Efendi, sanki dinsel temalı, mistik çağrışımlı bir Anayurt Oteli'nin Zeberced'i gibi, çıldırmanın eşiğine gelecektir. Bu son derece ilginç ve dürüst film, aslında tam olarak bir tarikat eleştirisi de değil. Ele aldığı çok farklı çevreyi öncelikle son derece iyi gözlemlemiş, onun karşısında nesnelliğini korumaya çalışmış... Film, aslında "Ben sadece iyi bir insan olmak isterdim," diyen bir temiz ruhun hikâyesi. Ve belki son tahlilde, tıpkı Ferzan Özpetek'in Kutsal Yürek'i gibi, gerçek dindarlık üzerine, gerçek inanç sahibi olmak ve ona sadık kalmanın zorlukları üzerine bir film. Genç yönetmen Özer Kızıltan'ın akıcı, işlevsel bir sineması var. Sokağı, bir yaşam biçimi olarak sokağı vermedeki başarısı kadar, iç mekânları kullanması ve karakter yaratması da çok iyi. Başta yine görkemli bir oyunla bizi yüreğimizden yakalayan, 'yeni sinemacılar'ın fetiş oyuncusu Erkan Can olmak üzere tüm kadro da çok iyi; Güven Kıraç'tan Settar Tanrıöven'e hepsi... Bu sürükleyici film, günümüz Türkiye'si üzerine önemli bir sosyolojik belgesel olarak da yarınlara kalacak...

Takva * * * *
Yönetmen: Özer Kızıltan
Senaryo: Önder Çakar Görüntü: Soykut Turan
Müzik: Gökçe Akçelik
Oyuncular: Erkan Can, Güven Kıraç, Settar Tanrıöven, Öznur Kula, Engin Günaydın, Müfit Aytekin, Erman Saban, Hakan Gürsoytrak, Murat Cemcir/ Yeni Sinemacılar yapımı.

Haftanın Yıldız Tablosu
Köstebek * * * *
Dondurmam gaymak * * *
Casıno royale * * *
Kader **
İlk aşk **
Hayatımın kadınısın **

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Fransa sinemada gerimizden geliyor!..   / 06-01-2007
 Öğretmenle öğrencisinin aşk rekabeti   / 06-01-2007
 Haftanın Yıldız Tablosu   / 06-01-2007
 12 Eylül döneminde Adıyaman'da olmak   / 30-12-2006
 Hamile-bakireler ve başka tuhaflıklar   / 16-12-2006
 Dindar olmanın dayanılmaz zorluğu   / 02-12-2006
 Sanki 2000'li yılların 'Baba'sı gibi   / 25-11-2006
 Acılı bir dönemin aynı ölçüde acı veren filmi   / 04-11-2006
 Deniz felaketlerinin cesur kurtarıcıları   / 28-10-2006
 Perdede bir kadın erkek hesaplaşması   / 21-10-2006
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
  » Sinema
    Gurme
ATİLLA DORSAY
Amerikan taşrasında aşk ve cinsellik
Özgün adı 'Küçük...
'Babam Milliyet'i, bizi öldürmesinler diye sattı'
Dünyanın en ünlü isimleriyle arkadaş olması, sürekli seyahat etmesi...
Bu da başka bir tür taşıyıcı annelik
Her gün bir elinde bilgisayar çantası, diğer elinde beş aylık oğlu...
Gölgeleri suya düşse de anıları silinmedi
Boğaziçi'nin yalıları kadar bu yalılarda yaşayanların hikâyeleri de etkileyici.
Teyzem, şarkıları ve ben
Ayla Dikmen,1990'da hayata veda etti ama yeğeni Meltem Çelebioğlu'nun onun...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.