kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Atilla Dorsay @ SABAH
SMS:
4122-AD MESAJ
 
12 Eylül döneminde Adıyaman'da olmak
Yeni aşklar peşinde
En iyiler 22 Ocak gecesi belli olacak
Haftanın Yıldız Tablosu

12 Eylül döneminde Adıyaman'da olmak

Evet, küçük bir film. Evet, kimi reji ve mizansen hataları var. Ama yine de sıcak ve sempatik olduğu ve 12 Eylül dönemi üzerine ilginç saptamalarda bulunduğu yadsınamaz. 1982 yılının Adıyaman'ında geçiyor film. Yerel bir müzikçi-şarkıcı gurubu, oturak ve zenne alemleri düzenleyerek bölgenin eğlence ihtiyacına karşılık vermeye çabalıyor. 12 Eylül askeri yönetiminin yerel temsilcileri, bu Kürt ve çingene ağırlıklı gurubu 'ciddi bir orkestra' haline getirmeye çalışıyorlar. Ki kenti ziyaret edecek olan konsey üyelerini karşılasınlar... Gurubun beyni, 'keman çaldığında bülbüller susan' Abuzer Yayladayı, grubu adam etmeye çalışırken, delişmen kızı Gülendam da büyük kentte üniversiteye giden Haydar'a gönlünü kaptırmıştır. Ama Haydar bir devrimcidir ve yanından eksik etmediği bir 45'lik plakta çalan parçaya gönül vermiştir. Yani ünlü 'komünist enternasyonal' marşına!.. Parça, Abuzer'in kulağına ulaşır ama kızı ona bunun 'baharın gelişi' şarkısı olduğunu söyler. Marşı pek beğenen orkestra da bunu generallerin gelişi için hazırlamaya koyulur! Beynelmilel bize iki yeni yönetmen birden getiriyor. Ortak çalışma ürünü olan genelde sağlam bir senaryoyu oldukça başarılı biçimde aktarmışlar. Ancak yine de temelde 'bir büyük şakaya' dayalı bir film bu. Onun etrafında yeterince zenginleştirilememiş sanki... Dönemi ve çevreyi veren tüm ayrıntılar başarılı, aksayan bir şey yok. Karakterler de oldukça iyi çizilmiş. Müzisyen Yayladalı kardeşlerden şarkıcılığı da yürüten pavyon kadınlarına (pavyon kadınlarının iyisi denk düşerse, diğer kadınlardan daha namuslu olur!), kadrolu muhbirden askerlere, filmin genç aşıklarından yaşlılara herkes iyi seçilmiş, iyi de oynamış. Benim en çok beğendiğim, ilk kez dört başı mamur bir rolde yeteneğini gösteren Özgü Namal oldu. Genç sanatçı, yılın tam sonunda geldi ve akıllarda kalan bir rolle, en iyiler arasında yer aldı. Ayrıca Cezmi Baskın'dan Meral Okay'a, Nazmi Kırık'tan Dilber Ay'a çok sayıda iyi karakter oyuncusu da var. Film gerçi sinemamızın geçmişteki filmlerinden özellikle Selamsız Bandosu veya Vizontele gibi yapımları hatırlatmıyor değil. Ama öte yandan dönem filmlerini genelde ihmal etmiş olan bir sinemada, hem de 12 Eylül gibi toplumu son derece etkilemiş, dönüştürmüş olan bir dönemin filmleri elbette bitmedi, daha da yapılacak. Bu arada kimi eleştirilerim de var. Örneğin, finaldeki askeri tribün sahnesi filmin en kalabalık ve gösterişli sahnesi olduğu halde, içerdiği imkânlar kullanılmadan çabucak bitiveriyor. Ya da 'ölümden sonra' konan o dayanılmaz türkünün, duyguları zorla galeyana getirme çabası. Buna benzer kimi acemilikler, filmi kusursuz olmaktan alıkoymuş. Dramla komedinin iç içe olduğu bu film, askeri dönem kadar ayakları yere basmayan hayalci bir devrimciliği de eleştiriyor. Her şeye karşın rahatlıkla görülebilir, görülmeyi de hak ediyor.

BEYNELMİLEL * * *
Yönetmen: Sırrı Süreyya Önder, Muharrem Gülmez
Senaryo: S. S. Önder ve Senaryo Stüdyosu
Görüntü: Gökhan Atılmış
Müzik: Aytekin Ataş,S. S. Önder, Tolga Kılıç
Oyuncular: Cezmi Baskın, Özgü Namal, Umut Kurt, Bahri Beyat, Nazmi Kırık, Meral Okay, Dilber Ay, Oktay Kaynarca/ BKM yapımı.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Fransa sinemada gerimizden geliyor!..   / 06-01-2007
 Öğretmenle öğrencisinin aşk rekabeti   / 06-01-2007
 Haftanın Yıldız Tablosu   / 06-01-2007
 12 Eylül döneminde Adıyaman'da olmak   / 30-12-2006
 Hamile-bakireler ve başka tuhaflıklar   / 16-12-2006
 Dindar olmanın dayanılmaz zorluğu   / 02-12-2006
 Sanki 2000'li yılların 'Baba'sı gibi   / 25-11-2006
 Acılı bir dönemin aynı ölçüde acı veren filmi   / 04-11-2006
 Deniz felaketlerinin cesur kurtarıcıları   / 28-10-2006
 Perdede bir kadın erkek hesaplaşması   / 21-10-2006
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
  » Sinema
    Gurme
ATİLLA DORSAY
Amerikan taşrasında aşk ve cinsellik
Özgün adı 'Küçük...
'Babam Milliyet'i, bizi öldürmesinler diye sattı'
Dünyanın en ünlü isimleriyle arkadaş olması, sürekli seyahat etmesi...
Bu da başka bir tür taşıyıcı annelik
Her gün bir elinde bilgisayar çantası, diğer elinde beş aylık oğlu...
Gölgeleri suya düşse de anıları silinmedi
Boğaziçi'nin yalıları kadar bu yalılarda yaşayanların hikâyeleri de etkileyici.
Teyzem, şarkıları ve ben
Ayla Dikmen,1990'da hayata veda etti ama yeğeni Meltem Çelebioğlu'nun onun...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.