Tarihi filmlerin yolu bu filmle açılacak!
Tarihi film dönemini başlatan 'Cenneti Beklerken', başrol oyuncusu Serhat Tutumluer'e göre jönlüğü bitiriyor. Filmin yönetmeni Derviş Zaim'e göre ise bu film ile izleyicinin aklında Osmanlı dönemi daha net şekillenecek.
Serhat Tutumluer:
* Eflatun, canlandırılması zor bir karakter oldu benim için. Hiç böyle bir karakter canlandırmadım, izlediğim yerli veya yabancı filmlerin hiçbirinde Eflatun'a benzer bir karaktere rastlamadım. O, ne bir kahraman ne de anti kahraman. Sadece bir nakkaş...
* Bir nakkaşın duygularını bilmek için rolümü canlandırmadan önce onlar hakkında bilgi sahibi olmaya çalıştım. Mevlevihanelerdeki nakkaşlarla sohbet ederek bir nakkaşın davranış şekillerini, düşüncelerini edinme çabası gösterdim.
* Ben Eflatun'a hiç benzemiyorum çünkü benim her zaman bir karşı duruşum oldu. 17 yaşımda arkadaşlarım haksız bir şekilde tutuklanmıştı. Ben de izinsiz gösteri yapmış, hapishaneye düşmüştüm. Ancak senaryo sayesinde üzerine derin düşüncelere dalmadığım konular olmadı değil. Ne var ki, Eflatun sayesinde bende bir değişim olacaksa, zamanla fark ederim.
* Filmde vezir diyor ki, "Sanatçıların dili uzundur, Eflatun'un dilini kesmek gerek!" Bu ayrıntı bile inanın ki benim diyen aksiyon sahnesinden daha etkilidir... Derviş Zaim, anlatmak istediklerine gölge düşürmeyecek kadar aksiyon kullandı.
* Dünya görüşüm popüler olmaya uygun değil. Özel hayatımı  birkaç deşifre etsem, birkaç skandalın kahramanı olsam iki günde popüler olurum. Popüler olmayan oyunculara başrol verilmesi yeni bir anlayışın, yeni bir dönemin başlangıçı mıdır; bunu şu an değerlendirmek pek doğru olmaz. Yapımcılar, yeni bir dönemi başlatmaya mı çalışıyor yoksa şartlar mı bunu gerektiriyor bilmiyorum!
* Popüler oyuncuların göz önünde olmalarına, daha çok para kazanmalarına isyan etmiyorum. Sistemin gereği bu. En büyük eğlence kaynağımız TV olduğu için sistem de bu şekilde varlığını sürdürecektir.
* Bu dönemdeki yapımların hikayesi gereği jönlük revaçta değil. Dizilere bakın, hikayesi sansasyon ve skandal üzerine olanlar izlenme rekoru kırıyor. Bu tip hikayelerde jönler değil; kötü veya sert karakterler yer alabilir. Hikayesi aşk ağırlıklı olan yapımlara ilgi ne kadarsa, jönlük kavramı da o kadar var.
Derviş Zaim:
* 'Cenneti Beklerken'in birebir yaşanmış bir hikaye üzerine kurulu bir senaryosu yok. Yaşanan birkaç olayı birleştirdim. Filmin bir araştırma-geliştirme projesi olduğunu söyleyebilirim.
* Ne yazık ki sinemamızda tarihi film deyince akla ya İstanbul'un fethi geliyor  ya da Osmanlı'nın son dönemleri! Osmanlı tarihi sadece bu iki dönemden oluşmadı ki... Ben bugüne kadar hiçbir filmde yer almayan bir dönemi ve konuyu ele almak istedim. İzleyicinin kafasında Cenneti Beklerken'i izledikten sonra Osmanlı tarihi biraz daha net şekillenecektir.
* 'Cenneti Beklerken', uzun yıllardır üzerine çalıştığım bir proje. Senaryosunu bile 1.5 yılda yazdım. İki tarihi film daha önümüzdeki günlerde vizyona girecek. Ama bunun tamamen tesadüf olduğunu biliyorum. Aslında tarihi filmlerin çekilmesinin de zamanıydı. Bu üç tarihi film belki de yeni dönem Türk Sineması'nda önemli bir misyon üstlenecek.
* Bu filmimde anlatım şeklim değişmiştir. 'Cenneti Beklerken'in kalabalık oyuncu kadrosuna ve çok paraya ihtiyacı vardı. Yoksa anlatmak istediğimi anlatamazdım. 17. yüzyılda yolda geçen bir hikayeyi filme aktarmak için gerekli ne varsa kullandım.
* 'Cenneti Beklerken'in karakterlerini hangi oyuncuların daha iyi canlandıracağına inandıysam, onlara rol verdim. Bu filmde oyuncular değil karakterler ön plana çıkmalı. Aksi takdirde hikayeyi yeterince iyi anlatamayabilirdim.
MEHMET ÇALIŞKAN - MAGAZİN
|
