|
|
Şehitlerin sesini duyan var mı?
Türkiye'nin gündemi çok yoğun. Acarkent'in durumu, F.Bahçe-G.Saray derbisi ve son olarak Türkiye'nin limanlarını açmayı önerdiği sürpriz çıkışı. Buraya kadar iyi güzel. Peki, son bir haftada 8 şehit verildiği ve 20'den fazla askerimizin ciddi şekilde yaralandığı acaba kaç kişinin dikkatini çekti? Ya da, her şehit cenazesine on binlerin katıldığı, Anadolu'da insanların birinci gündeminin şehit cenazeleri olduğu... Çok değil, bundan birkaç ay önce, giderek tırmanan PKK terörü konusunda devletin zirvesi toplantı üstüne toplantılar yapıyordu. Sivil toplum örgütleri devreye girerken, Başbakan da en sert açıklamaları yapmıştı. Ateşkes lafları dolaştıktan sonra hükümetten bu konuda ses yok. Hep böyle oluyor. Türkiye bir gündemle uğraşırken kısa süre önce kendine bir numaralı tehdit diye tanımladığı başlıkları unutuveriyor. Terör örgütü PKK'nın saldırıları kestiğini ilan ettiği ekim ayından bu yana kamuoyunda bu konu sanki tamamen bitmiş gibi bir hava var. Ama ateşkes öncesi ve sonrası rakamlarda en ufak bir değişiklik yok. Belki PKK tamamen strateji değiştirdi. Bunu konuşan yok. TSK'nın bölgede ne kadar kapsamlı bir harekat başlattığından kimsenin haberi yok. Bir, "PKK bitti, artık dağdan iniyorlar" lafıdır gidiyor. Sözde ateşkesin ilan edildiği 1 Ekim 2006'dan bugüne kadar, PKK'nın sadece yollara döşediği mayınların patlaması sonucunda çok sayıda asker şehit oldu. Geçen hafta perşembe, TV'de hayat boyu unutamayacağım bir görüntü vardı. Cenazelerden birinde 2 yaşındaki bir çocuk şehit olan babasının tabutunun üzerine başını yaslamış her şeyden habersiz üzerinde oyuncak arabası ile oynuyordu. Peki ya biz? Bu masum çocuk gibi şehit tabutunun üzerinde oyuncak arabalarla mı oynayacağız? Ya da "vah vah" demeye devam mı edeceğiz? Türkiye'yi çok sevdiğini söyleyen, hem silah lobiciliği yapan hem de ABD'nin PKK Koordinatörlüğü görevini yürüten Ralston başta olmak üzere ilgililere duyurulur. Böyle şey olur mu? Bir ülke şehit vermeye alışır hale gelir mi?
|