|
|
Issız adaya düşerseniz...
SURVIVOR, 29 Ekim haftasına pek uygundu. (!) Yunan'ı iki oyunda da eze eze yendik. Kefereyi, Panama Kanalı'ndan denize döktük. (!) Sonra da ekrandaki gençlerimizle birlikte hep birlikte 10. Yıl Marşı'nı okuduk. Yunan gençleri bu işe çok bozuldu. "Türkler bu işi milli mesele yaptı. Biz ruhumuzu ortaya koyamadık" filan dediler. Bizde kutlamalar sabaha kadar sürdü. Yunanistan'da bayraklar yarıya indirilip, resmi yas ilan edildi mi bilmiyorum... Haftanın en ilginç olayı, bizim takımın Yunan ekibinden bir kişiye dokunulmazlık hakkı tanımasıydı. Bizimkiler doğal olarak, delikanlılarımızın ağızlarının suyunu akıtan güzel Nadya'yı koruma altına aldılar. Demek ki güzellik, ıssız adada bile ak akçe... Milletin estetik operasyonlarıyla güzellik ve bakım ürünlerine tonla para harcaması boşuna değilmiş demek ki. Aklıma ortaokul yıllarından kalma anket sorusu geldi. "Issız adaya düşerseniz yanınıza alacağınız üç şey ne olurdu?" Erkekleri bilmem ama kızların listesi belli: Ayna, cımbız, ruj... Bu arada Yunan takımı, Türkçe bildiği için Stella'yı eledi. Onun birleşme safhasında Türkler ile işbirliği yapacağını düşündüler. Yunan takımı, kızları elemeyi ise bir "strateji" haline getirdi. Türkler ile baş etmek için önce güçsüz kızları feda ettiler. Belli ki kendi kendilerini kültür havarisi ilan eden Helen medeniyetinin, biz Türkler'den kadın hakları konusunda öğreneceği daha çoook şey var. Hay Allah, yarışmadan çok mu etkilendim ne? Baksanıza şovenizm sınırında yorumlar yapıp, duruyorum...
|