kapat
   
07 Eylül 2006 Perşembe
 
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Beni Regev, dört kardeşin en küçüğü olan Eldad’ın çocukluk resmini gösterdi. Oğlunun balayını İstanbul’da geçirdiğini söyleyen anne oğlunun gitarını gösterdi.
Acının dini yok
Balayı şehri İstanbul...

Acının dini yok

Hizbullah'ın kaçırdığı İsrailli askerlerin aileleriyle konuşuyorum. Çocuklarından ayrı düşen anne ve babaların suratında hep aynı donuk ifade var. Adları, dinleri, dilleri ne olursa olsun.

'Lübnanlı çocuklar için çok üzgünüm'
İsrail'de bu kez 12 Temmuz da Hizbullah tarafından kaçırılan Ehud Goldwasser ve Eldad Regev'in aileleriyle konuşacağım. Bunlar Hizbullah'ın kaçırdığı ilk İsrail askerleri değil. Şii Emel tarafından 1986'da kaçırılan Ron Arad ve 1982'de çatışmalarda kaybolan üç asker hakkında şu ana kadar hiçbir bilgiye ulaşılamamış. Buna karşın elde iyi bir örnek de var. 2000'de Hizbullah tarafından kaçırılan ve dört yıl sonra İsrail'deki tutukluların iadesi karşılığında serbest bırakılan bir işadamı var. Konuşacağım ailelerin bütün bu geçmişi benden daha iyi bildiğine eminim ve umudu elden bırakmıyorlar. Bir yandan Lübnan da öldürülen bebeklerin görüntüsü diğer yanda oğlu kaçırılan ve akibeti hakkında hiç bir bilgisi olmayan İsrailli ailelerin acısı arasında gidip gelirken Eldad Regev'in ailesinin yaşadığı evin kapısına vardım.

Hizbullah'ın kaçırdığı askerkerden biri olan Eldad Regev'in annesi 8 yıl önce ölmüş. Bu olayda aileyi temsil görevi en büyük ağabey Beni Regev'e verilmiş. Beni Regev ile Tel Aviv'in en zengin bölgesi Ramatgan'da görüştük. Regev'e ilk sorum olayı nasıl öğrendiği oldu: "Radyoda Zarnit kasabası yakınlarında bir karışıklık olduğunu duydum. Haberi duyar duymaz kardeşimi cep telefonundan aradım ama ulaşmadım. Öğlene doğru babam bölge komutanlığına gitti. Onlar da kardeşim kayıp mı yoksa kaçırılmış mı bilmiyordu. Saatler ilerledikçe askerlerle konuşup yeni bilgiler aldık."

'ATEŞKES HATAYDI'
Ateşkes kararının onları umutlandırıp umutlandırmadığını soruyorum. "Biz o operasyonu rehin alınan askerleri kurtarmak için başlatmıştık. Kardeşim ve arkadaşı kurtulmadan oprasyonun durdurulması hatalı" diyor. Bunun üzerine İsrail'in attığı bombalarda özellikle çocukların ölmesi haklı olarak ülkenizin kullandığı yöntemin sorgulanmasına neden oldu diyorum. Mekanik ses tonu bir an için kayboluyor sonra konuşmasına kaldığı yerden devam ediyor: "Evet çocukların ve kadınların ölmesi beni insan olarak üzdü ve yanlış birşeydi. Ben onlar için üzülebiliyorum ama Hizbullah İsrailli çocuk ve kadınları öldürdüğü zaman seviniyor."

'BİR AN ÖNCE BİTSİN'
Beni Regev kouşmasını şöyle sürdürüyor: "Ben kardeşimin hayatta olup olmadığını bilmek istiyorum. Yaralı Hizbullahçıları İsrail hastaneleri tedavi ediyor. Esir Lübnalılar aileleriyle görüşebiliyor. Bense sadece kardeşimin hayatta olup olmadığını öğrenmek istiyorum. Bizim askerlerimiz orada, onların ki burada. Herkes sevdiğini yanında ister. Değiş tokuş yapalım ve bu iş bir an önce sona ersin..."

***

'Ben oğlumu evde zannediyordum'
Ehud Goldwasser'in anne ve babasına da İlk sorum "olayı nasılöğrendiniz" oldu. Önce kaptan olan baba Shlomo anlatmaya başladı: "Bir sefer için Afrika'daydım. CNN'yi seyrederken Ehud'un bulunduğu Zarnit'te bir karışıklık olduğunu gördüm. Hemen oğlumu cebinden aradım ama ulaşamadım. Ardından gelinim Karnit'i aradım ve Ehud ile konuşup konuşmadığını sordum. Karnit ağlayarak Ehud'a ulaşamadığını söyledi. Karım öğrenmesin diye Karnit'e cebini kapatmasını söyledim. Sonra bulunduğum ülkedeki İsrail konsolosluğu aradı ve oğlumun kaçırıldığı haberini verdi." Anne Miki ise oğlunun kaçırıldığını nasıl öğrendiğini şöyle anlatıyor: "Saat 19.00 sularında evde tek başımaydım, interneti açtım. Zarit'te bir karışıklık olduğu 7 askerin öldüğü ve 2 askerin kaçırıldığı yazıyordu. Oğlum ihtiyat görevlisi olarak 1 ay askerlik yapıyordu ve o gün askerliğinin son günüydü. O yüzden ben çoktan evine döndüğünü zannediyordum. Ölen askerler için çok üzüldüm ve ağlamaya başladım. Sonra gelinim Karnit'i aradım, o da bana 'Herşey çok güzel merak etme anne' dedi. Meğer beni tanıyan herkes aralarında anlaşmışlar ve haberi benden saklamışlar. Shlomo doktorla eve gelip Ehud'un kaçırıldığını söyleyinceye durumu öğrendim."

'OĞLUM İÇİN DEĞİL'
Onlara İsrail'in operasyon sırasında aşırı güç kullanımının çocuklarının hayatlarını tehlikeye atıp atmadığını sordum. Baba Shlomo "Operasyon çocuklarımız için yapılmadı ki" diye sorumu yanıtladı ve devam etti: "İsrail, Lübnan'dan çıktığı günden beri Hizbullah silahlanıyor. İsrail çoçuklarımız kaçırılmadan önce bu soruna müdahale etmeliydi..."

GÜL SEMPATİK AMA...
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile yaptıkları görüşmeyi soruyorum. "Abdullah Gül çok sempatik biri" diye söze başlayan Baba Shlomo şöyle konuşuyor: "Görüşmemizde bize olayın nasıl olduğuna dair sorular sordu ve elinden geldiğince birşeyler yapmaya çalışacağını söyledi. Doğrusu ben umutlu değilim. Başbakan Olmert çocukların bırakılması için arabulucu olarak Ofer Deker diye birisini görevlendirdi ama daha kimseyle temas kurulamadı."

'OĞLUM SİGORTA'
Anne Miki "Hizbullah çocuklarımıza çok iyi bakmalı. Çocuklarımız onların sigortası" diye ekliyor. Baba Shlomo'nun ses tonu sakin ama cümleleri öfkeli... "Hizbullah bizim sınırımızdan içeri girdi ve 7 askeri öldürdü 2'sini de kaçırdı. Dünya bu kötülüğü görmezden gelip, bize karşı çıkıyor." İçinde çocukların bulunduğu binanın vurulmasının İsrail'e yönelik tepkilerin baş nedeni olduğunu hatırlatıyorum, Shlomo ise "Hizbullah çocukları kalkan olarak kullandı" diyor. Bu noktada anne Miki söze giriyor: "Benim oğlum mimar, tam 3 okul bitirdi. Biz çocuklarımızı savaşmak duygusuyla yetiştirmiyoruz ama Hizbullah küçücük çocukların eline silah veriyor."

ÖZAY ŞENDİR


1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Katil mihraba gizemli bir mektup bırakmış
 Yargıdan hükümete ilk teşekkür maaş için
 Komutanın yakasına sarılmıştı telefonda tepki mi dinleyeceğim
 Türkiye'nin AB'deki en büyük destekçisi Hollanda
 "Otostopçu diye aldık PKK'lı çıktı"
 Jandarmadan DTP'ye operasyon
 Hükümetten Sezer'e son dakika çalımı
 Gazeteciye silahlı saldırı düzenlendi
 Bahçeköy Belediye Başkanı'na kurşun
 'Nefesiniz kokuyor' tartışması
 'İşkenceye karşı ilerleme kaydedildi'
 Uluslararası Af Örgütü'nden adli sisteme eleştiri
YILMAZ ÖZDİL
once upon a time...
Alt tarafı 20 sene...
ERGUN BABAHAN
İktidar yan gelip yatma yeri değildir
Lübnan'a asker...
MEHMET BARLAS
Halk eğilimi karar almak için tek veri midir?
Demokratik...
UMUR TALU
Hiç risk yoktu!
Size tezkereyle filan alakasız bir şey...
FATİH ALTAYLI
Aydın Doğan'ın mektubu
Dün ekonomi sayfamızda bir haber...
ERDAL ŞAFAK
Bize ne oldu?
Türkiye doğuya giden ama...
Krize erteleme formülü
Diplomatik kaynaklara göre AB, Türkiye'de gelecek yılki seçimi...
Tarihi dava KKTC lehine sonuçlandı
Rumların KKTC'de mülk alan bir İngiliz aileye karşı...
Elde var bir: 2-0
Elde var bir: 2-0
Türkiye, Malta önünde ilk yarıda boş tribünler gibiydi. 2. yarıda...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu