|
|
Aşkın Hanım'la kendimi kesinlikle kıyaslamadım
Zuhal Olcay, Haluk Bilginer'le boşanmasının ardından ilk kez böyle samimi konuştu: Boşanmak bana yaradı, demek ki zamanı gelmişti. Aşkın Hanım'la kendimi ne mesleki, ne de kadın olarak kıyaslamadım.
Haluk Bilginer, bir süredir hayatındaki kadınlarla konuşuluyor. Çiçeği burnunda eşi Aşkın Nur Yengi hamileliğiyle ilgili bir rahatsızlık geçirirken eski eşi Zuhal Olcay hala onunla ilgili sorularla karşı karşıya kalıyor. Yeni Aktüel dergisinden Özsel Tortop'un başarılı yıldızla yaptığı sohbetin önemli bir kısmını bu konu oluşturdu:
* Bazen söylemediğim şeyler yazılıyor ve bu da beni incitiyor. Zaten özel hayatımla ilgili çok fazla konuşmuyorum, her şey ortada. Bir dönem özel hayatımda yer alan insanların şimdiki hayatları ise artık beni hiç ilgilendirmeyen bir konu. Gerçekten bunu merak ediyor mu insanlar?
BOŞANMAK BANA YARADI * Şu aralar gerçekten hem iş anlamında hem özel hayatımda en güzel ve verimli dönemi yaşıyorum. Demek ki, boşanmanın zamanı gelmiş. Hayatımın bu döneminde yaşadığım bu özgürlük o kadar başka şeyler getirdi ki; bunun tadını çıkarıyorum.
* 'Palto' filmi için Haluk'la bir araya gelmemiz söz konusu değil. Konserde böyle bir şey söylemedim. Ekimde Berkun Oya bir film çekecek. Adı 'Londra'. Londra'da çekimlere gideceğim. O arada tiyatro başlıyor. Eylülde yeni konserin provaları var. 'Palto' sanırım kasımda Kıbrıs'ta çekilecek. Kutluğ (Ataman) çekecek, iki yıl önce 'Acaba Haluk'a önersek oynar mı?' dedi. Haluk da 'Hayır' dedi, o kadar. Bu haberler üzüyor beni.
ESKİ AŞKLA DOSTLUK ZOR * Haluk'la tiyatrodaki ortaklığımız bitti, tiyatro onda kaldı. Ben başka alandayım. Aramızda dost, arkadaş ilişkisi yok. Kızım Ceren'in de yok. Bu benim tercihim değil. Bizim ailede herkes kendi tercihini yapar. Böyle oldu, böyle gelişti. Ama zaman içinde ne olur ne olmaz onu şimdiden bilemeyiz. Şu an görüşmemizi gerektirecek hiçbir şey yok.
* Zafer (Olcay), kızımın babası ve çok sevdiğim bir insan. Zaman zaman Bodrum'a gittiğim zaman, o geldiği zaman görüşürüz. Selçuk (Yöntem) ile de karşılaştığımız yerlerde görüşürüz. Haluk'la da bir gün bir yerde karşılaşırsak tabii ki selamlaşırız, konuşmamız gerekirse konuşuruz ama ben özellikle dost olarak görüşme gereği hissetmiyorum. Hayatımda Zafer dışında öyle bir örnek yok.
* Mesele bir erkeğin benimle beraberken bir başkasıyla olmasıysa ve bu aldatmaksa, evet aldatıldım... Ama kim kimi aldattı? Aldatılmak lafı bana aldatanı küçülten bir laf gibi geliyor. 'Aldatıldım' lafını kendim için söylemek istemiyorum.
EVLİLİK UZUN BİLE SÜRDÜ * Size çok samimi bir şey itiraf edeyim, bizimkisi uzun bir birliktelik. Evlilik öncesini de sayarsak 17 yıl, çok uzun bir süre. Artık aslında hepimizin şunu kabul etmesi lazım: Yaşam belki iki insanın sonsuza kadar birbiriyle olmasını gerektirmeyecek kadar başka heyecanlar ve seçeneklerle dolu. Buna o kadar katı bakmamak lazım. Bunu şimdi rahatlıkla söyleyebiliyorum tabii ki, insan başına geldiğinde olgun bakamıyor. 17 yıl iyi bir zaman, çok bile! Ama bu insanların birbirini inciteceği, kıracağı şekilde olmamalı ama bunun da kırmadan, incitmeden olacak bir tarafı yok galiba. Nasıl yapacaksın ki başka türlü? Tabii ki yaşarken kolay değil. İnsan kırılıyor, çok üzülüyor. Ben de üzmüşümdür belki zaman zaman birilerini. Ama bu kadar da büyük bir trajedi yok ortada. Belki böyle dediğim için bazı insanlar bana kızıp sinirlenecek ama... Keşke o romantik filmlerdeki gibi sonsuza dek süren aşklar, birlikte yaşlanmalar olsa. Güzel olurdu ama olmadığında da bir şekilde bunun üstesinden gelinebilir.
Röportajın devamı Aktüel'in yeni sayısında...
|